“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Samka işçileri sendikal hakları için mücadele etmeye devam ediyor. UİD-DER olarak yanlarında olmaya gayret gösteriyoruz. Burada da yaşanan gelişmeleri duyurmak, edinilen deneyimleri paylaşmak bizce önemli bir görevdir. Bu yüzden mevcut işçi direnişleri ve mücadelelerini, işçi sorunlarını hiçbir ayrım gözetmeksizin bültenimiz “İŞÇİ DAYANIŞMASI” aracılığıyla diğer işçilere ulaştırmaya gayret ediyoruz.
Bültenimiz biz işçilerin yine biz işçilere anlatmak istediği her şeyi, her konuyu biz işçilerin kaleminden biz işçilere sunan gerçek bir işçi yayınıdır. Samka işçilerinin yanına gittiğimizde de elimizde İşçi Dayanışması vardı. Ve onlara kendilerini anlatan mektuplarını gösterdik. Aynı zamanda bültenimizde direnişte olan diğer işçilerin mektupları da vardı. Arkadaşlar zaten ilgiyle inceleyip okuyorlar bültenimizi. Bizler aynı fabrikada çalışmasak da, aynı tezgâhta ter akıtmasak da birbirimize aktaracağımız birçok deneyimimiz var.
Günümüzde, Samka örneğinde olduğu gibi birçok fabrikada patlak veren direnişler yaşanıyor. Hiç kendimize soruyor muyuz “bu ay ya da bu yıl kaç direniş ziyaret ettim” diye. İşçiler olarak birbirimizi yeterince destekliyor muyuz? Bence bu soruyu kendimize defalarca soralım. Çünkü sürekli şikâyetçi olduğumuz koşullar var, fakat huzurumuzu bozan patronlara karşı mücadele etmezsek içinde bulunduğumuz koşullardan daha beter koşullarda çalıştırılacağımız gerçeğini görmek istemiyoruz. Bu en temel gerçeğimizdir ve biz değiştirmeden de asla değişmeyecek.
Direnişe çıkan işçi kardeşlerimiz tam da bu gerçeği fark etmemiz için canlı örnek oluşturuyorlar. Direnişler bizim okulumuzdur. Kimlerin karşımızda kimlerin yanımızda olduğunu anlayabileceğimiz bir hayat okulu. Benim deneyimli işçi ağabeylerimden, ablalarımdan öğrendiğim gerçeklerden biri de bu. Çünkü henüz çalıştığım işyerlerinde bir direniş yaşamadım, ama günün birinde direnişe çıkarsak direnişte nelerle karşılaşacağımı ve nasıl mücadele edeceğimi artık iyi biliyorum.
Gittiğim her direnişten yeni şeyler öğreniyorum. Ağırlıklı olarak sendikalı olmak isteyen işçi arkadaşlarımızdan öğrenilecek çok şey var. Demek istediğim asıl olarak şudur dostlar. Son zamanlarda birçok işyerinde işçiler grev ve direnişe çıkıyor, sendikacılar ise bu hazır örgütlenmek isteyen işçileri yeterince değerlendiremiyor, eğitemiyor, yönlendiremiyor. Bu ciddi bir eksiktir. Çünkü sonuçları tüm işçileri ilgilendiriyor.
İşte tam da Samka işçilerinin ve diğer fabrikalardaki direnişçi arkadaşlarımızın dikkat etmeleri gereken çok önemli bir konu: Sendikanın fabrikada örgütlenmesi için verecekleri mücadele önemli, fakat sendika içeri girdikten sonrası çok daha önemli. Sendikalar bizim çıkarlarımızı savunmalı ve bizim için çalışmalıdır. En büyük eksiklik buralarda yaşanan çarpılmalar ve yanlış yaklaşımlardır. Bu eksikleri aşmak için tüm işçi dostlarımızın yapması gereken şey: ÖĞREN, ÖĞRET, ÖRGÜTLEN, ÖRGÜTLE, MÜCADELE ET VE DENETLE. Haydi dostlar, insan gibi yaşamaya, örgütlenmeye, mücadele etmeye hasret kalmış ve bir meşale yakmışsak, bu mücadele meşalesini kimsenin söndürmesine izin vermeyelim. Sendikalarımıza ve haklarımıza sahip çıkarak mücadele ateşimizle saldırıları geri püskürtelim.
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...