Buradasınız
Seçimlerde İşçilerin Tercihi Ne Olmalı?
Tuzla’dan bir işçi
Seçimlere çok az kaldı. Herkes her yerde seçimler üzerine konuşuyor. İktidar ve küçük ortağı seçimleri erkene aldı ama toplumdaki hava pek onlardan yana değil. Bugüne kadar AKP’ye oy verenler, hatta yine verecek olanların önemli bir kısmı, iktidarın işçilere yönelik politikalarından memnun değiller. Aslında tercihimizi yaparken dönüp geriye bakmamız gerekiyor. Mevcut iktidara “devam” dememizi gerektirecek ne var ki?
Mesela benim çalıştığım fabrikada patron 20 yıllık işçilerin çalışma koşullarını değiştiriyor, onları vardiyalı çalışmaya zorluyor. Bunu kabul etmeyen işçileri işten atmakla tehdit ediyor. Bu insanlar ömürlerinin 20 yılını bu fabrikada geçirmişler, artık yıpranmışlar, gece çalışamıyorlar. Kimisi 50 yaşında, kimisi daha fazla. Bugün biz fabrikada yüzlerce işçiyiz ve 12, 14, 16 saat çalıştırılıyoruz. 50 dereceye varan sıcaklıkta çalıştırılıyoruz. Sadece yarım saat yemek molası var. En kötü yemekleri veriyorlar. Dondurulmuş etlerden zehirlenenlerimiz oldu. Ama patron bunları umursamıyor hatta o kadar ileri gidiyor ki yemekhanede oturup işçilerin yemeklerini takip ediyor ve “tabağında yemek bırakanı işten atarım” diye tehdit ediyor. Öte yandan hobi bahçesinden domates kopardı diye işçisini işten atan bir hacı patronumuz var.
Bu Erdoğan ve AKP destekçisi Hacı patronumuz üretime inip sandalyesini de koyup Ramazanda kadın işçi arkadaşlarımızı izliyor. Ama iş bu kadar da değil; hepimize ahlâk dersi vermekten geri durmayan bu patron bir gün gelmeyen işçi arkadaşımızın iki günlük yevmiyesini kesiyor. Türk Metal Sendikası ile kol kola girmiş itiraz eden işçiyi işten atıyor.
Şimdi diyebilirsiniz ki senin patronunun yaptıklarının hükümetle, seçimle ne alakası var. Aslında çok alakası var. Çünkü benim patronumun da diğer patronların da işçileri dizginsizce sömürmesine izin veren koşulları bu iktidar sağladı. Dikensiz gül bahçesi yarattılar patronlar için, sermayeyi ayağındaki prangalardan kurtardılar. Teşvikler patronlar için. Sendikalı olduğunda işten atılsan devlet patronları koruyor. Mahkemeye başvursan yasalar patronlardan yana. Bir de arabuluculuk diye bir şey çıkardılar başımıza ki artık mahkemeye başvurmak bile zor. Bizimki de dâhil olmak üzere sendikaların büyük çoğunluğunu kendi taraflarına çekmişler. Bizim sendikalarımız bize karşı çalışıyor. Yani demem o ki patronlar köpeksiz köyde değneksiz geziyorlar.
24 Haziranda tercihimizi yaparken bunları düşünmeliyiz: Patronlara dikensiz gül bahçesi yaratan, işçiye zulmeden tek adam rejimine devam mı demeliyiz HAYIR mı demeliyiz?
Kaç Vakte Kadar?
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...