Buradasınız
Sefaköy’de 1 Mayıs Coşkusu
Sefaköy’den bir işçi
1 Mayıs’a sayılı günler kala UİD-DER’de çalışma temposu ve coşku giderek tırmanıyor. Gün geçtikçe daha fazla sayıda işçi, saflarımızda yer alıyor. 1 Mayıs’a hazırlık çalışmalarımızdan biri olan 1 Mayıs şenliğimizi, 22 Nisanda tüm temsilciliklerimizde gerçekleştirdik.
Sefaköy’deki şenliğimize, onlarca farklı sektörden işçiler katıldı. Programımızda, 1886’da 8 saatlik işgünü mücadelesiyle 1 Mayıs’ı yaratan sınıfımızın davası, yaşadığımız topraklarda 20. yüzyılın başlarından bugüne uzanan 1 Mayıs geleneği anlatıldı. 1 Mayıs 1977’de katledilen sınıf kardeşlerimizi andık. Etkinlik boyunca duygulu anlar yaşadık. Hüznümüz öfkeye, öfkemiz sınıf kavgamıza güç verdi. Marşlar, türküler ve şiirler coşkumuza eşlik etti.
UİD-DER’in 1 Mayıs alanlarındaki görkemli kortejinden yansıyan görüntüler, hepimizi heyecanlandırdı. UİD-DER’li işçilerin 1 Mayıs coşkusu, salondan büyük alkış aldı. UİD-DER’li olduğumuz için bir kez daha gurur duyduk. 1 Mayıs alanında buluşmak üzere etkinliğimiz sona erdi. Programımız sona ermişti ama kimse salondan ayrılmadı. Salondaki tüm işçiler ayağa kalktılar ve yumrukları havada 1 Mayıs marşını coşkuyla söylemeye başladılar. İşte 1 Mayıs coşkusu böyle bir şey! Etkinliğimizde yapılan nice anlamlı konuşmalar, ortaya koyduğumuz talepler, işçilerin, UİD-DER’in kızıl kortejinden yükselttiği sloganlar tüm salonu sarıp sarmaladı. Salondaki kardeşlerimiz, UİD-DER’in mücadele azmini uzun alkışlarla selamladı.
Etkinliğimizin ardından derneğimize ilk kez gelen işçi arkadaşlarımız, sohbetlerimiz sırasında programımıza dair düşüncelerini paylaştılar: “Böyle coşku görmedim”, “1 Mayıs’ın neden önemli olduğunu burada öğrendim”, “Beni bir arkadaşım çağırdı, artık ben de sizin gibi olacağım”, “Bütün arkadaşlarıma sizi anlatacağım, hepsini 1 Mayıs’a çağıracağım”, “İyi ki gelmişim, çok mutlu oldum, çok teşekkür ediyorum…” Bu sözler ve buna benzer onlarca yorum, programımızın yarattığı etkiyi özetliyor.
1 Mayıs günü, UİD-DER kortejinden, mücadeleci işçilerin sesleri yükselecek. Havaya kalkan yumruklarımız; yoksulluğun, işsizliğin, uzun ve ağır çalışma koşullarının, iş cinayetlerinde kaybettiğimiz sınıf kardeşlerimizin hesabını soracak! Bizim kalplerimiz coşkuyla, patronlarınki korkuyla atacak! İşçiler haykıracak: Yaşasın 1 Mayıs! Kahrolsun Kapitalist Sömürü Düzeni!
Dayanışma
Esenyurt’ta İşçileri 1 Mayıs’a Çağırdık
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...