Buradasınız
Sefaköy’de 1 Mayıs Coşkusu
İşçi sınıfının uluslararası mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a sayılı günler varken, 1 Mayıs ruhuyla işçi ve emekçileri bir araya getiriyor, coşku ve heyecanımızı paylaşıyor, 1 Mayısımıza sahip çıkıyoruz. 12 Nisan günü Sefaköy temsilciliği olarak “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın İşçilerin Birlik, Dayanışma ve Mücadelesi” adıyla düzenlediğimiz etkinlikte çok sayıda işçi, emekçi, öğrenci bir araya geldi ve mücadele günümüz olan 1 Mayıs’ın coşkusunu birlikte yaşadık. Etkinliğimize 23 gündür grevde olan CHP’li Bakırköy Belediyesi’nde BYUAŞ taşeron şirketine bağlı olarak çalışan belediye işçileri de katıldılar.
Geçmiş işçi kuşakları, 8 saatlik işgünü talebiyle yola çıkmış, bu talebi dünya işçi sınıfına kazandırmış ve 1 Mayıs’ı, sömürüye ve zulme karşı çıkan işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü haline getirmişti. Mücadele tarihimizin görüntülerine yer verildiği etkinliğimizde, bir kez daha dünya işçi sınıfının gücünü ve örgütlü mücadelesiyle neleri kazanabileceğini gördük. Yaşadığımız topraklarda da baskılara ve yasaklara rağmen, örgütlü mücadeleyle kitlesel ve görkemli bir şekilde kutlanan 1 Mayısların görüntülerini hep birlikte izledik. Unutturulmaya çalışılan mücadele tarihimizi bir kez daha hatırlayıp sınıfımızın mücadele geleneğini unutmayacağımızın ve unutturmayacağımızın sözünü verdik.
Bugün de işçi sınıfı üzerinde baskılar ve yasaklar artarak devam ediyor. Grev ve sendikal hakların önü kesiliyor, alanlar yasaklanıyor. Birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs işçiler için korku ve şiddet gününe dönüştürülüyor. Provokasyonlarla farklı dinden, etnik kimlikten işçilerin birliği engellenmek, işçiler birbirine düşman edilmek isteniyor. Ancak biz bilinçli işçiler, patronların oyunlarını boşa çıkarmak ve sınıfımızın mücadelesini yükseltmek için 1 Mayıs’ın anlam ve öneminin bilinciyle bu mücadele günümüze sahip çıkıyoruz.
Genç işçi ve öğrencilerden oluşan işçi koromuzun seslendirdiği marşlar ve türkülerle etkinlik boyunca coşkulu ve duygulu anlar yaşandı. Alkışlarla, halaylarla, zılgıtlarla devam eden etkinlik, sonrasında da yemekler ve sohbetlerle sürdü. Sohbet ettiğimiz birçok işçi etkinlikten çok etkilendiklerini söylediler. İlk defa bir etkinliğimize katılan birçok işçi ve öğrenci, etkinliğin beklentilerinin çok üstünde geçtiğini ifade ettiler. Etkinliğimize katılan direnişçi Bakırköy Belediyesi işçileri etkinliğimizi beğendiklerini belirterek bu günün ancak bu kadar güzel anlatılabileceğini söylediler. Özellikle belediyede çalışan kadın işçiler her şeyin çok iyi organize edildiğini, büyük bir emek gördüklerini ifade ettiler. Etkinlik boyunca kullanılan sade dille, etkinliği sunanların duyguyu yaşadıklarını, kendilerine de yaşattıklarını, müzik grubunu ve seslendirilen müzikleri çok beğendiklerini, grev çadırına da beklediklerini söylediler.
8 saatlik işgünü talebini yükselten, 1 Mayıs’ı bize armağan eden geçmiş işçi kuşaklarının mirasına sahip çıkalım. Patronlar sınıfının tüm saldırılarına karşı koymak için 1 Mayıs ruhuyla örgütlenmeye ve mücadeleye!
Fıtratında Ölüm Olanlara
Gebze’de Coşkulu 1 Mayıs Etkinliği
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...