Buradasınız
Sefaköy’de 8 Mart Etkinliği
Mücadeleci kadın işçilerin emekçi kadınlara ve işçi sınıfına armağan ettiği 8 Mart, sermaye sınıfının saldırılarına karşı mücadele günüdür. Biz UİD-DER’li işçiler, 15 Martta Sefaköy temsilciliğimizde gerçekleştirdiğimiz etkinlikte, işçi sınıfının bedeller ödeyerek kazandığı bu anlamlı günü, kadınıyla erkeğiyle adına yaraşır bir şekilde andık.
Kapitalist sistemde kadının ezilmişliğinin sınırı yok. Kadınlar çalıştıkları işyerinde, evde, sokakta, bulundukları her yerde farklı biçimlerde baskıya ve şiddete maruz kalıyorlar. Çocuk yaşta evlendiriliyor, tecavüze uğruyor, cinayetlerde katlediliyorlar. Çalışan kadınlar kundaktaki bebeklerinden ayrılmak zorunda bırakılıyor. Emekçi anaların gencecik evlatları haksız savaşlarda canını kaybediyor... Tüm sıkıntıları yaşayan emekçi kadınlar, böylesi çekilmez bir hayattan nasıl kurtulabilirler? Bu sorunun cevabını ortaya koyan etkinliğin sunumunda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihsel önemi anlatıldı. Emekçi kadınlarla yapılan sokak ve ev röportajları ile UİD-DER Kadın Komitesi’nin mücadele faaliyetleri video eşliğinde sunuldu. Şiirlerle, şarkılarla bezenmiş etkinlik coşkulu alkışlarla karşılandı.
Etkinliğin ikinci bölümünde sohbetler edildi. Konuştuğumuz kadın işçiler, anlatılanlardan çok etkilendiklerini ifade ettiler. Bir kadın işçi; “Ben daha önce başka yerlerde kadınlar günü etkinliğine katılmıştım. Ama sizinki gibi bir etkinliği ilk kez görüyorum. 8 Mart’ın işçi kadınlarla ilgili olduğunu bugün öğrendim, etkinlik çok anlamlıydı” dedi. UİD-DER’e ilk defa gelen bir başka kadın işçi; “Müzik grubunu dışarıdan mı getirttiniz?” diye sordu. Müzik grubunun işçilerden oluştuğunu söylediğimizde ise şaşırarak “Gerçekten çok duygulandım. Bu etkinlikte emeği geçen kadın-erkek herkese çok teşekkür ediyorum. Ben de katkı sunmak isterim” diyerek ifade etti duygularını. Etkinliğe katılan işçi bir anne “Ben etkinliği çok güzel buldum. İlk 1 Mayısıma da UİD-DER’le katılmıştım. Bu sene tekrar katılacağım” diyerek kadınların mücadelede önde olması gerektiğini vurguladı.
8 Mart tarihte işçi sınıfı kadınlarının nasıl mücadele ettiklerini gösteriyor bizlere ve sorunlarımızın çözümü için bize esin kaynağı oluyor. Kadın ve erkek işçiler bu kahırlı yaşamı bizlere dayatanlara karşı, ortak mücadele etmek zorundayız. Ancak omuz omuza verdiğimiz kavganın sonunda, yani kapitalist kâr düzeni yıkıldığında çekilmez bir hayattan kurtulup, gelecek güzel günleri inşa edebiliriz.
Fıtratında Ölüm Olanlara
İşçiler Ölüyor Sermaye Büyüyor
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Çocuklarımızın Yurtlarda Can Güvenliği Yok
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...