Buradasınız
“Sen Bizi Yanlış Anladın Yeğen”
Adana’dan İşçi Dayanışması okuru bir işçi
“Böl, parçala, yönet” patronların ve onların siyasetini yürüten patron partilerinin kullandıkları bir yöntemdir. İşçi sınıfı olarak bizler bu oyuna gelmekten ve birlik olamamaktan çok yakınırız. Ve hep şöyle deriz: “Ah birlik olabilsek!” Yakınırız yakınmasana da bu oyunlara düşmemek içinde yeterince uyanık olma gayreti göstermeyiz nedense. Fabrikalarda asgari ücrete çalışırız, çocuklarımız doymaz, kiramızı ödeyemeyiz. Uzun saatler çalışırız posamız çıkar, çocuklarımızın yüzünü göremeyiz. Kıdem tazminatlarımız elimizden alınmaya çalışılır. Taşeron çalışma altında köleleştiriliriz. İş cinayetlerinde yaşamlarımız kararır, çocuklarımız öksüz kalır. Çocuklarımız yarı aç yarı tok yaşar. Ayağımıza yeni bir ayakkabı almak için bin kez düşünürüz. Kasabın yolunu unutalı çok olmuştur. Çocuklarımızı okutmak için bin türlü çileye katlanırız. Say say bitmez, uzar da uzar çileler. Gelgelelim birlik olamamaktan yakınan bizler, patronların birlik olmamamız ve onlara kolay lokma olmamız için oynadığı ve çok da başarılı olduğu oyunlara bakın nasıl düşeriz, başımdan geçen bir olayla anlatmaya çalışayım.
Akşam işten eve dönüyorum. Ekmek almak için hemen yolumun üzerindeki markete girdim. Birkaç ekmek aldıktan sonra, sabah evden çıkarken, eşimin “gelirken bulgur al, akşam pilav yapayım” sözü aklıma geldi. Başka bir reyona geçip bulgur fiyatlarına bakmaya başladım. Malumunuz bizim için on kuruş on kuruştur. Ücretlerimiz düşük olunca bizi belediye ekmeğine mahkûm edenler on kuruşun hesabını yapmamıza da neden oluyorlar. Neyse, ben en ucuz bulgur hangisi diye bakınırken, hemen dirsek mesafemde yaşlı birkaç amcanın konuştuklarına kulak misafiri olmak zorunda kaldım çünkü benim duyacağım kadar yüksek bir tonla konuşuyorlar. Sanırım biraz da bana mesaj verme derdindeler. “Ben buradan yalnızca ekmek alıyorum” diyor biri. Diğeri onu onaylar bir cümleyle “başka bir şey almamak lazım. Buradan alışveriş yapmak haram” diyor. Üçüncüsü de “Bunlar Müslüman değil. Müslümanların Müslüman marketlerden alışveriş yapması lazım gelir” diyor. Tabi bana da amcaların muhabbetine renk katmak düşüyor. Bundan amcaları mahrum etmek niyetinde değilim. Dönüp “emekli misin amca?” diyorum. Temkinli bir ifadeyle “emekliyim yeğen” diyor. “Maaşın yetiyor mu bari?” diyorum tebessüm ederek. “Nerdee” diyor amca. “Peki bu markette çalışan işçiler ne kadar maaş alıyor biliyor musun?” Amca işin nereye varacağını anlamaya çalışır bir yüz ifadesiyle şaşkın şaşkın bakıyor. “Diğer marketteki işçilerin ne kadar maaş aldığını, hangi şartlarda çalıştığını biliyor musun?” “Nereden bilelim” diyor diğer amca. “Ben söyleyeyim o zaman size. Asgari ücrete çalışıyorlar. Yani yeni artışla 1177 lira. Hükümet 1300 diyor ya, yalan söylüyor. İçine işçilere zaten elden ödenmesi gereken AGİ’yi de koyarak 1300 diyorlar. Vergi dilimleri de %15’ten %20’ye çıktı. Üstüne iğneden ipliğe yeni zamları ekle. Bir yıl boyunca zam alamayacaklarını da düşünürsen demek ki asgari ücret eski ücretten daha aşağıda. Üstelik senin o “Müslüman” sandığın markette çalışanların sendikası da yok. Sendikalaşmak isteyene “gavur” muamelesi yapıyorlar. Bana sorarsan hangisi Müslüman diye, ikisi de patron ikisi de Müslüman olsun olmasın işçileri sefalet ücretine çalıştırıyorlar. İkisi de işçilerin gözünün yaşına bakmadan sokağa atıyor. Peki, amcacığım ikisi de işçi düşmanı olduğuna göre, günaha girmemek için sence ben hangisinden alışveriş yapmalıyım? Amcalar muhabbeti daha fazla uzatma niyetinde değiller. İçlerinden biri “Sen bizi yanlış anladın yeğen” deyip muhabbeti kapatıyor. Benim onları yanlış anlamadığım bir gerçek. Diğer gerçek de şu ki, keşke biz de kendimizi ve bir de çok ihtiyacımız olan birbirimizi iyi ve doğru anlasak. Yapay ayrılıklar yüzünden bölünmeyip çocuklarımızın geleceği için birleşsek ve Hanya’yı Konya’yı göstersek şu sömürücü patronlara.
Amenna
Böyle Gelmedi, Böyle de Gitmeyecek!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...