Buradasınız
“Sen Kötü Bir Annesin!”
Gebze Organize Sanayi Bölgesinden bir kadın işçi
Ben fabrikada bant sisteminde çalışan bir işçiyim. Yani bant durmadığı sürece ben de duramam. En temel insani ihtiyaçlarımı giderebilmem için hat sorumlusu arkadaşın benim yerime bakması gerekiyor. Tabii eğer banttaki diğer arkadaşlarımdan biri benden önce davranıp hat sorumlusunu çağırmadıysa. Makine saatler boyunca hiç durmadan çalışıyor, benim ne olursa olsun ona yetişmem gerekiyor. Artık makinenin bir parçası haline geldim.
Bunca zorluğun, olumsuzluğun yanında iyi olan bir şey var. Makinenin bir parçası gibi çalışsak da biz insanız ve zaman zaman yanımda çalışan arkadaşımla kısa da olsa sohbet edebilme şansım oluyor. Pek çok işçinin bu kadarcık bir şansı bile yok. Belki diyeceksiniz ki, “demek ki anlattığın kadar sıkıntılı bir işin yokmuş, konuşacak vakit bulabiliyormuşsun”. Yok arkadaşlar, boş vaktim olduğundan ya da işim rahat olduğundan değil, artık makinenin bir parçası haline geldiğimden yapabiliyorum bunu. Saatlerce, günlerce aylarca aynı işi yapa yapa tıpkı bir robot gibiyim artık. Gözüm kapalı da olsa kollarım, ellerim, parmaklarım kendiliğinden çalışır hale geldiler.
Yine böyle bir tempoyla kan ter içinde çalışırken yanımdaki arkadaşımla sohbet etme şansım oldu. Arkadaşıma mücadele örgütümüz UİD-DER’in başlattığı “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasından bahsettim. Kampanyanın sadece başlığı bile içinde o kadar çok şey barındırıyor ki, laf lafı açtı, arkadaşımın da bu konu üzerine söyleyeceği şeyler oldu. Arkadaşımın adı Zeynep. Zeynep iki çocuk annesi. Büyük kızı lise öğrencisi. Zeynep derin bir iç çekerek kızıyla yaşadığı bir olayı benimle paylaştı:
“Büyük kızım okuldaki arkadaşlarının elindeki telefona, üstlerindeki kıyafete özeniyor. Ben anneyim, elbette ki kızım için elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyorum. Ama birini hallediyorum, ardından başka bir istekle karşımıza çıkıveriyor. Geçenlerde arkadaşına doğum günü hediyesi almak için para istedi. Ben de bir lise öğrencisine alınabilecek bir hediye için bir miktar para verdim. Fakat verdiğim parayı beğenmedi. Dünyanın lafını etti. Sırf istediği parayı vermediğim için bana ‘sen kötü bir annesin’ dedi. Çok ağırıma gitti. Ben de aldım karşıma, ‘bana bak kızım, senin annen asgari ücretle çalışan bir işçi. Babansa şoför. Benim şartlarım bunlar. İşine gelirse’ dedim. Ya, ben istemez miyim çocuğum mutlu olsun, onun ihtiyaçlarını karşılayayım? Ama olmuyor. Aldığım maaş daha elime geçmeden buhar olup uçuveriyor. Oysa gerçekten emeğimin karşılığını alabilsem, insanca bir yaşam sürdürebilmemiz için gereken ücreti alabiliyor olsam ben ‘iyi bir anne’ olacağım. Sırf asgari ücretle çalıştığım için çocuğumun gözünde ben kötü bir anneyim. Valla bence sizin başlattığınız bu kampanya benim gibi insanların derdine derman olur. Bence çok doğru bir konuya parmak basmışsınız. Belki bu sayede benim de kızımla aram düzelir.”
Mücadele örgütümüz UİD-DER’in düzenlediği kampanyanın haklılığına kadın işçiler yürekten inanıyor ve destekliyorlar. Kampanyayı büyütmek ve daha çok işçiye ulaşmasını sağlamak için tüm işçi kardeşlerimiz kadınıyla, erkeğiyle mücadelemize omuz vermeliler.
Analar
Kampanyamızı Sultanbeyli’ye Taşıdık
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Çocuklarımızın Yurtlarda Can Güvenliği Yok
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...