Buradasınız
“Senin Cebinden mi Eksiliyor?”
Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi
Siyasi iktidar tarafından bilinçli bir şekilde yürütülen kutuplaştırmaların sonucu biz işçiler için hep yıkıcı olmuştur. Pek çok sorun yaşıyoruz fabrikalarda, işyerlerimizde ve bu sorunlarımıza birlikte kafa yormak gerekirken, egemenler tarafından empoze edilmiş düşüncelerle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Sorunlarımızın kaynağında olan gerçek nedenlerin üzerine gitmek yerine suni gündemlerle hedeften sapabiliyoruz.
Bir petrokimya fabrikasında sendikalı olarak çalışıyorum. İki yılda bir toplu iş sözleşmemiz oluyor. Geçtiğimiz günlerde toplu iş sözleşmemiz anlaşmayla sonuçlandı ve neredeyse sendika taslağındaki pek çok talebimiz karşılandı. Temsilcilerimiz de fabrikada toplantı düzenleyip bize durumu ilettiler. Toplantı bitti ve biz de üretime döndük. Arkadaşlarımız açıklamanın ardından hesap yaparken, bir abimiz yeni işçilere çok zam yapıldığından şikâyet ediyordu. “Yenilerin aldığı zamma baksana, ya ben burada kaç senedir çalışıyorum. Neredeyse benim kadar maaş alacaklar!” diyordu. Abimiz geçim zorluğunun acısını biz yeni işçilerden çıkarmak istercesine, bağıra bağıra haykırıyordu. Buna öfkelenen kadın işçilerden biri daha fazla tepkisiz kalamadı duydukları karşısında ve söze girdi. “Yahu Rasim abi duyan da bize yapılan zamların senin cebinden çıktığını zannedecek. Benim aldığım zammın sana ne zararı var? Senin cebinden mi eksiliyor, senden alıp bana mı veriyor patron? Yok! Sen hiç çarşıya, pazara uğradın mı acaba abi? İstersen eve gidince eşine marketlerde, pazarda alacağına kaç defa bakıp kaç defa düşündüğünü bir sor. Ne yedireceksin evde onca boğaza? Sanki sanırsın domatesi sen 9 liradan alıyorsun da biz yeni işçiler 1 liradan alıyoruz. Bu ne ya? Ben de ev geçindiriyorum. Ayrıca tutturmuşsunuz eski-yeni işçi, dilinizden düşmüyor. Ben bu fabrikada yeniyim ama seninle aynı işi yapıyorum ve neredeyse 20 yıldır çalışıyorum. Yarın öbür gün senin çocuğun da işe başlayacak. Çocuğunun yeni işçi olduğu için ayrım görmesini ister misin? Ben sana bu kadar söyleyeyim abi ama sen gene vicdanın el verirse bildiğin gibi yap” dedi.
Eminim ki bunun gibi eski işçi yeni işçi ayrımı sadece benim çalıştığım işyerinde yaşanmıyordur. Patronlar sınıfı kadın-erkek, taşeron-kadrolu, kimi zaman memleketlere göre, kimi zaman da mezheplere göre işçileri bölüp parçalarken bir taraftan da kıdem farkına göre ayrıştırıyor. Geçtiğimiz günlerde UİD-DER’in sitesinde çıkan “Kıdem Farkı Yerine Dayanışma” başlıklı yazı tam da bu konuyu ele alıyor. Kıdem farkıyla işçiler arasına nasıl nifak sokulduğu, rekabetin nasıl körüklendiği anlatılıyor. Geçmiş deneyimlerden yola çıkarak Maden-İş Sendikasının kıdem farkı uygulamasına bu nedenle karşı çıktığını bizlere aktarıyor. Tanık olduğum bu olay karşısında ilk aklıma gelen bu yazı oldu.
Biz işçiler, kadınıyla-erkeğiyle, genciyle-yaşlısıyla koskoca milyonlarız. Ekonomik kriz hayat pahalılığı alıp başını gitmişken öfkemizin gideceği yer patronlar ve onların koruyucusu haline gelen iktidardan başkası değildir. Yanı başımızdaki işçi kardeşimizle kıdem farkı nedeniyle ayrışmamız ancak patronların işine yarar. “Biz işçiler aramızdaki yapay ayrımları bir kenara koyup birleştiğimizde, birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için diyebildiğimizde güçlü oluruz.” Ceplerimizde, mutfaklarımızda yangın var. Biz işçilere düşen ise el ele vererek, birliğimizi büyüterek yangını söndürmektir.
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...