Sermaye Yanlısı Politikalardan Emekçi Kadına Ne Düştü?
İşçi Dayanışması Bülteni, No: 117
Patronlar sınıfı işçi kadınları her zaman ucuz işgücü olarak gördü. Erkek işçilerle aynı işi yapıyor olsalar da kadınlara daha düşük ücret ödendi. İşlerin azaldığı zamanlarda ilk önce kadınlar işten çıkarıldı. Kadınların asıl işi çocuk doğurmak ve ailenin bakımını üstlenmek olarak görüldü. AKP hükümeti de iktidara geldiği günden beri tıpkı dünyadaki diğer sermaye partileri gibi hep kadın işçileri daha fazla sömürmek üzerine politikalar geliştirdi. Üstelik bu politikalarını, işçi kadınlar için en iyisini düşünüyorlarmış gibi göstererek, müjde diye sundular. Sonuçta bugün işçi kadınlar daha fazla sömürülüyor, kadına yönelik taciz, tecavüz ve şiddet çok daha yaygın.
15 yıldır iktidar olan AKP hükümetinin işçi düşmanı politikaları ve bu minvalde çıkardığı yasalar sonucu bugün ücretler dip seviyelere düşmüş, çalışma saatleri artmış, taşeronluk normal çalışma biçimi haline gelmiş, hükümetin kontrolündeki sendikaların dışındaki sendikaların üye sayısı erimiş, dolayısıyla patronlar sınıfının kârları katlanarak artmıştır. Bütün bu gelişmelerden kadın işçiler de paylarına düşeni almıştır.
Sermaye bir taraftan kadınları daha fazla ve daha ucuza çalıştırmanın yollarını açarken, diğer taraftan da daha çok çocuk yapmalarının önünü açıyor. Aynı zamanda çocuk, engelli ve yaşlı bakımını çeşitli “teşviklerle” kadınlara yüklüyor. Köleleştiren ve körelten ev işlerini kadının üstüne daha fazla yıkıyor.
AKP’nin ünlü torba yasalarının birinden “doğum sonrası kadın işçilere yarım gün çalışma hakkı” çıktı. Elbette bunu “müjde” diye sundular. Avantajmış gibi pazarlanan bu düzenleme gerçekte kölelik büroları olan Özel İstihdam Bürolarıyla beraber düşünüldüğünde kadın işçilerin genel olarak güvencesizliğe ve düşük ücretlere mahkûm edilmesi anlamına geliyordu. Böylece çocuk bakımının tüm yükü kadının üstüne yıkıldı. Ayrıca hayatın gerçekliğiyle de hiç uyuşmadı. Çünkü işverenler yarım gün çalışmanın getireceği sorumlulukları karşılamak istemedikleri için kadınlara bu hakkı kullandırmadılar. Düşünün, şehir dışında, organize sanayi bölgesinde çalışan bir kadın işçi yarım günün sonunda servis olmadan nasıl evine gidecek? İşte, işçi örgütlerini dışarıda bırakarak, sadece sermayenin çıkarları düşünülerek ve biraz da işçilerin gözü- nü boyamaya yönelik çıkarılan yasalar ya havada kalır ya da sadece sermayenin işini görür. Zaten gerçekte de bunun için yapılır.
Çok çocuk genç nüfusun artması demektir. Nüfus çok olursa çalışacak işçi de çok olur. Ve ne kadar çok işçi olursa işgücü maliyeti de o kadar düşük olur. Yani çok çocuk demek sermaye için daha ucuz işçi demektir.
Yapılan birçok düzenlemeyle kadınlar daha fazla çocuk doğurmaya teşvik edildi. Düşünelim, bir hükümet neden kadınların daha fazla çocuk doğurmasını ister? Bir sürü çocuk olsun etrafta, bol bol sevelim, neşelenelim diye mi? Elbette hayır. Çok çocuk genç nüfusun artması demektir. Nüfus çok olursa çalışacak işçi de çok olur. Ve ne kadar çok işçi olursa işgücü maliyeti de o kadar düşük olur. Yani çok çocuk demek sermaye için daha ucuz işçi demektir. Patronlar sınıfı çocuk yapmayı teşvik ederken, bunun getireceği sorunlar için çözümler ürettiler mi? Meselâ işyerlerinde ya da mahallelerde nitelikli ve ücretsiz kreşler açıldı mı? Kadınların doğum ve emzirme izinleri yeterli seviyede ve ücretli olarak uzatıldı mı? İşçi ücretleri ailenin geçimini sağlayabilecek düzeye getirildi mi? Anne-babanın bu kadar çocukla ilgilenebilmesi için işverene daha az çalışıp boş zaman yaratmasının önü açıldı mı? Çıkarılan yasalara ve işçilerin yaşam koşullarına baktığımızda bunların hiçbirinin olmadığını açıkça görüyoruz. Bu koşullarda çalışan bir kadın işçi için tek çocuğun bakımı bile yeterince zordur. Bu durumda 3-5 çocuk ısmarlamak işçilerle alay etmekten başka şey değildir ve gerekli cevabı da hak eder.
Evlenme, boşanma, kadına yönelik şiddet ve taciz gibi konularda çıkan yasa ve yönetmelikler, emekçi kadını daha fazla baskı altına almıştır. Şahit olduğumuz üzere, kadına dönük taciz, tecavüz ve şiddet artmaktadır. Kadına şiddet uygulayan hatta öldüren erkekler iyi hal, pişmanlık gibi bahanelerle ceza indirimi alıyor, adeta ödüllendiriliyor. Canını kurtarmak için kolluk güçlerine ya da mahkemelere başvuran kadınlar iş yükü olarak görülüyor. Tüm bunlara boyun eğmek zorunda mıyız? Elbette değiliz. Ama nasıl ki patronlar hükümetlerle bir olup örgütlü bir şekilde hareket ediyorlarsa; biz işçiler de sendikalarımızda, derneklerimizde örgütlenmeli, kadın erkek bir araya gelerek bu gidişata dur demek için mücadele etmeliyiz.
Geçtiğimiz günlerde kırk dokuzuncusu düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu Davos’ta gerçekleşti. Foruma, akıl almaz düzeye varan toplumsal eşitsizliğin yumuşatılmasını savunan kimi kurumlar da katıldılar...
Merhaba işçi kardeşlerim. UİD-DER’e gelmeden önce işçilik nedir bilmiyordum, şimdi geç de olsa öğrendim. Annem babam işçiliğin ne olduğunu öğrenemeden öldüler. Ben köyde yetiştim. Ailem tütün...
DİSK-AR işsizliğe dair kendi değerlendirmesini açıkladı. DİSK-AR, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 15 Şubat 2019 günü açıkladığı Kasım 2018 dönemi Hanehalkı İşgücü Araştırması’nı, İŞKUR...
Geçtiğimiz haftalarda “fırsatçılığı” örnekleyen bir olay yaşanmıştı. Emine Arık, 8 yıl önce Bursa’nın Merkez İlçe Belediyesindeki bir taşeron firmada çalışıyordu. Dikiş kutusu olarak kullanmak için...
“Zam’a zam, zamlara zam. Zamlı çay.” Bu repliği Kemal Sunal, Orta Direk Şaban filminde söylüyor. Bugün sabah uyandığımda başıma gelen şey aynen bu oldu. Geçtiğimiz Ağustos ayının 1’inde mesken tipi...
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kuruluşunun 52.yıldönümünü Saraçhane Parkında gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla kutladı. DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri, DİSK eski genel...
Belçika’da üç sendikanın çağrısıyla genel grev gerçekleştirildi. 13 Şubatta hava ve demiryolu ulaşımı durdu, postaneler, okullar, hastaneler kapandı. Belçika’nın en büyük havalimanları yolcularına...
Meksika’nın ABD sınırındaki Matamoros bölgesinde bulunan sanayi havzasında yaklaşık 1 ay süren grev 7 Şubatta kazanımla sonuçlandı. On binlerce metal işçisi taleplerini kabul ettirmeyi başardı....
Ekonomik kriz kimi Avrupa ülkelerinde derinden hissediliyor. İşsizliğin en yüksek olduğu Avrupa ülkelerinden biri olan İtalya’da işçilerin hayatı her geçen gün zorlaşıyor. İtalya’nın resmi...
Belçika’da çoğunlukla lise ve ortaokul öğrencilerinin oluşturduğu gençler Ocak ayının başından itibaren “İklim İçin Gençlik” sloganıyla Brüksel’de çeşitli eylemler gerçekleştiriyorlar. Öğrenciler her...
2004 yapımı Machuca filmi Şili’de, Allende liderliğindeki Sosyalist Parti iktidarının 1973’te bir askeri faşist darbeyle yıkıldığı günlerden bir kesit sunuyor bizlere. Arka planda bazı gerçeklere...
Merhaba işçi kardeşler, merhaba. Uzunca bir zamandır gördüğüm, karşılaştığım o kadar olay birikti ki zihnimde. Örgütlü işçiler olarak bir işçi kardeşimizi daha mücadelemize katmak için karınca...
Türkiye’nin dört bir yanından gelen EYT’liler 10 Şubat Pazar günü Ankara Nâzım Hikmet Kongre ve Kültür Merkezi’nde görkemli bir buluşma gerçekleştirdi. Salona sığmayan EYT mağduru on binlerce işçi...