Buradasınız
Soma Davasında Verilen Karara Aileler İsyan Etti
301 işçinin hayatını kaybettiği Soma katliamı davasının bugün görülen karar duruşmasında 14 sanığa ceza verildi, 37 sanık beraat etti. 5’i tutuklu 51 kişinin yargılandığı davanın karar duruşmasının seçim sonrasına ertelenmesi dikkat çekmişti. Facianın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra gerçekleştirilen karar duruşmasında, cezaların taksirle öldürme ve yaralama suçlarından verilmesine, madenci aileleri ve avukatlar büyük tepki gösterdi.
Soma Kömürleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a 22,5 yıl, Genel Müdür Ramazan Doğru’ya 22,5 yıl, İşletme Müdürü Akın Çelik’e 18 yıl 9 ay, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı’ya 22,5 yıl, maden mühendisi Ertan Ersoy’a 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ise beraat edenler arasında yer aldı.
Kararın açıklanmasından sonra avukatlar mahkeme heyetini protesto ederek salondan ayrıldı. Madenci aileleri, mahkeme kararına “301 kișiyi öldürdüler bunlar. Çocuklarımızın Azraillerine bu kadar ceza veriyorlar” sözleriyle tepki gösterdi.
13 Mayıs 2014’te gerçekleşen Soma faciasında 301 işçi hayatını kaybetmişti. Madencilerin cansız bedenlerinin ocaktan çıkarılması günler sürmüştü. Maden ocağı gazla dolmaya başladığında dışarı çıkmaya çalışan işçiler, yanlarındaki tarihi geçmiş gaz maskeleri nedeniyle başarılı olamamıştı. Uzmanlar tarafından daha birçok eksikliğin maden faciasının yaşanmasına neden olduğu belirtilmişti. Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetinde iktidarda olan hükümetin temsilcileri, işçilerin ölümünü sıradanlaştıran açıklamalarda bulunmuş, ailelerin büyük tepkisini çekmişti. Tepkilerini dile getiren madenci yakınları tokatlanmış, yerlerde tekmelenmişti.
Facianın öncesinde, maden ocağının rödovansla özel şirket tarafından işletilmesinin yolunu açan, denetimleri gerektiği yapmayan hükümetin hiçbir bürokratı davada yargılanmadı. Şirketin birkaç yöneticisinin tutuklanmasının, artan tepkileri yatıştırmaya yönelik olduğu, verilen cezalardan anlaşılıyor. Karar duruşmasının seçim sonrasına bırakılmış olması da hükümetin bu konudaki gerçek anlayışını gözler önüne seriyor.
Soma faciasından sonra atılan kimi adımlar bir süre sonra geri alındı, iş güvenliği ile ilgili kanunlar dâhil hemen her konuda patronların çıkarlarını gözetecek şekilde düzenlemeler yapıldı. Bütün bunların sonucunda, işçi ölümleri azalmak bir yana artarak devam etti. Sadece bu yılın ilk 6 ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin sayısı 900’ü geçmiş durumda. Kapitalistler için önemli olan işçinin canı ve sağlığı değil, sermaye sınıfının çıkarlarıdır.
İşçi sınıfının çıkarlarını patronların çıkarlarına öncelik veren hükümetler savunmaz. İşçilerin çıkarlarını savunabilmesi, diğer sınıf kardeşleriyle birlik olabilmelerine, mücadele edebilmelerine bağlıdır. İş cinayetlerinin önüne geçmek, kaybolan hakları yeniden kazanmak, ücretleri yükseltmek, iş saatlerini kısaltmak bu mücadeleye bağlıdır.
Kaç Vakte Kadar?
Temassızlık Var!
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
- Kocaeli İSİG Meclisi: AKP’li Yıllar ve İş Cinayetleri Rejimi
- Kazakistan’da Maden Faciası
- Ermenek Katliamının 9. Yılı: İş Cinayetlerinin Hesabını Birleşen İşçiler Soracak
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...