Buradasınız
“Suçumuz Taşeron Olmak mı?”
Tuzla’dan bir metal işçisi
Çalıştığım işyeri 400’e yakın işçinin çalıştığı sendikalı bir fabrika. Ama işçilerin yarısı maalesef taşeron işçisi olarak çalışıyor. Patron fabrikada asıl işi taşeron işçilere yaptırıyor. Üstelik bir değil üç taşeron firmaya. Ve bu işçiler kadrolu işçilerle aynı koşullarda vardiyalı çalışıyorlar, ama hiçbir sendikal haktan faydalanamıyorlar.
Taşeron güvencesiz çalışmaktır! Evet, aynen durum böyle. Bunu bir sabah işe gittiğimde daha iyi anladım. İşçiler kapının önünde birikmişler ve günlerdir yatırılmayan maaşlarının hesabını soruyorlardı. Öfkeli bir şekilde taşeron sorumlusundan açıklama bekliyorlardı. Diyeceksiniz ki “iyiymiş, gene bir muhatap bulmuşlar.” Evet, genelde taşeronlar, işçileri fabrikaya gönderir ve bir daha da asla sormazlar. İşçiler bir sorunu olduğunda muhatap olacak, sorununu çözecek kimseyi bulamaz. Asıl işveren zaten “siz taşeronsunuz, bizimle alakanız yok” deyip başından savar. Zaten patronlar tam da bu yüzden taşeron işçi çalıştırır. Yani işçilerle uğraşmak istemezler. Bu durumda kârlı olan patron, mağdur olan hep işçi olmuştur. Şahit olduğum durum da aynen böyle gelişti. İşçiler üretimin içinde toplanmışlar ve maaşlarının neden yatmadığını soruyorlar. Bir haftadır “bugün yatacak” diye diye kandırılan işçilerin sinirleri bozulmuş durumda. Bir kadın işçi “hepimizin paraya ihtiyacı var; ev geçindiriyoruz. Bu nasıl bir sorumsuzluk!” diye bağırıyor. Bir diğeri “kredi borcumuz var bir gün gecikse faiz işliyor, bizi böyle mağdur etmeye hakkınız yok” diyor. “Akşam bugün maaşım yatmıştır diye gidiyorum, her seferinde bankamatikten çekemeden eve eli boş dönüyorum. Nasıl sinirlenmeyelim?” Taşeronun görevlendirdiği kişi genç bir çocuk, koymuşlar oraya, işçilere nasıl cevap vereceğini bilemez halde “merkezden bana yatıracaklarını söylediler. Onlar bana ne diyorsa ben de size onu söylüyorum, benim bir suçum yok” diyor. Yani görünürde bir muhatap var ama o da işçilerin derdine deva değil. İşçiler “asıl sorumlunuz kimse o gelsin. Bize bir cevap versin” dese de yanıt yok.
Bazı işçiler taşeron olduklarını sonradan öğrenmişler. Bir kadın işçi “bizler buraya girdiğimizde bize taşeron olduğumuzu bile söylemediniz. Sonradan öğrendik ki taşeronmuşuz. Kadrolu işçiyle aynı işi yapıyoruz ama sendikal haklardan faydalanamıyoruz. Bu nasıl bir haksızlık? Böyle bir şey olabilir mi? Bizler de emek veriyoruz, gece vardiyalarında ayakta kan ter içinde çalışıyoruz, niçin ayrı görülüyoruz? Her ay aynı şey. Taşeronuz diye maaşlarımız geç yatıyor, mesailerimiz eksik yatıyor, günlerimiz kesiliyor. Bu haksızlık” diyor. Diğer işçiler “maaşlarımız yatmadan çalışmayacağız” dediler. Üretim müdürü müdahale etmek zorunda kaldı. Saat 10’da maaşların yatacağının sözünü verdikten sonra kadın işçiler dağıldı.
Evet, taşerona bağlı kadın işçiler bu haksızlık karşısında birlikte hareket ettiler. Ve maaşları 1 saat sonra yattı. Ama sorunlarını tamamen çözebilmiş değiller. Sendikanın varlığı taşeron işçileri maalesef etkilemiyor. Sendikaların bugün örgütsüz ve güçsüz oluşu kadrolu işçilere olduğu gibi taşeron işçilere de zarar veriyor. İşçiler olarak sendikalarımızı sınıfımızın çıkarlarına çalıştıracak güçte bir taban örgütlülüğümüz yok. Fabrikalarda işçileri bölmek, ayrıştırmak için kullanılan ve örgütlenmemizin önünde engel oluşturan taşeron sorunu, kadrolu işçi-taşeron işçi ayrımı yapmaksızın hepimizin sorunudur. Ve buna karşı birlikte mücadele etmeliyiz.
Amenna
Şişecam İşçilerinden Protesto Eylemi
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...