Buradasınız
Taleplerimiz Kimi Rahatsız Ediyor?
Aydınlı’dan bir taşeron işçisi
Çarşamba sabahı Esenyalı’da işe giden işçi arkadaşlarımıza ulaşıp UİD-DER’in başlatmış olduğu “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasını duyurmuştuk. Cuma akşamı yine Esenyalı’da bu sefer de işten çıkıp yorulmuş bir halde, elinde iş kıyafetleriyle evinin yolunu tutan işçi arkadaşlara tekrar kampanyamızı anlatmak için stant açtık. Bildirimizi uzattığımız işçilerin bir kısmı “geçen sabah arkadaşlarınız anlatmıştı, evet çok önemli bir şey yaptığınız” dediler.
Ulaştığımız tüm işçiler bu kampanyanın taleplerinin ne kadar önemli ve can alıcı olduğunu, yaşadıkları sorunlar üzerinden bize kendileri de anlatılar. İşyerinde sorun yaşayan işçiler yanımıza gelip, yaşadıkları sorunu anlatıp, “buna karşı ne yapabilirim” diye sordular. Ulaştığımız işçilere, kampanyamızı anlattık ve bu sorunlar karşısında vicdanı rahat olamayıp bir şeyler yapmak isteyen insanları, bir araya gelmeye, bu kampanyaya destek vermeye çağırıyoruz dedik. Bir işçi arkadaşımız “elbette çok haklı bir şey yaptığınız, benim bunun üstüne söyleyecek bir şeyim olamaz. Ben idari bölümde çalışıyorum ama vicdanım rahat değil tüm bu yaşananlar karşısında. Çok haklı bir şey yaptığınız, bunun tartışması dahi olamaz” dedi.
Kampanyamızı ve taleplerini öğrenen taşeron patronları ise, “Ben taşeronum, işçi değilim. Bana ne, üst işveren bana güvenlik önlemleri almam için para ödemiyorsa ben ne yapabilirim?” diyorlar. “Bana ne” deyip topu üst işverene atıyorlar, kendilerini sıyırmaya çalışıyorlar. İşçileri çalıştırıp sırtından kâr edenler kendileri değilmiş gibi sorumluluğu başka yerlere yıkıyorlar. Taşeron patronları kampanyamızdan rahatsız oluyorlar. Patronlar sınıfının zihniyeti hep aynı: Sermayelerini daha fazla büyütmek.
Ama biz işçiler bir araya gelip hakkımızı aramaya, yaşanan bunca haksızlığın ve zulmün hesabını sormaya başladığımız zaman, karşısında örgütlü işçileri gören patronlar bakalım “bana ne” diyebilecek mi? Evet dostlar sizi UİD-DER’in başlatmış olduğu bu kampanyaya destek olmaya çağıyoruz. Gelin hep birlikte bütün patronlar sınıfına sesimizi duyurup onları daha fazla rahatsız edelim.
Dur De!
“Fabrika Kızları”
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...