Buradasınız
Tanıklıklar’dan 12 Eylül Karanlığı
Sancaktepe’den bir matbaa işçisi
Bazen kitapların, sözlerin anlatamadığını bir şiir anlatır. Öyle şiirler vardır ki her mısrası yüreklerimize işler, şairin acısını da, öfkesini de, sevincini de iliklerimize kadar hissederiz. Öyle şairler vardır ki toplumun acısını kendi acısı, sevincini kendi sevinci bilir. Mutluluğunu toplumun mutluluğundan ayrı düşünmez. İşte Hasan Hüseyin Korkmazgil böyle bir şairdir. Kendisini emekçilerden ayrı düşünmez, emekçilerle birlikte nefes alır, şiirlerinde onların acısını, mücadelesini, coşkusunu anlatır. O yüzden onun şiirleri bizi bir başka etkiler, içimize işler. Her mısrasında kendimizi, geçmişimizi buluruz. Tıpkı Tanıklıklar’dan şiirinde olduğu gibi…
Tarih 12 Eylül 1980. Saat sabaha karşı 4 suları. Bütün sokaklar askerlerle kuşatılmış durumda. TRT radyosunda faşist cuntanın darbe bildirisi okunuyor. Ardından sabah 05.30’da sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Yoksul işçi evleri, öğrenci evleri, devrimcilerin evleri kapılar, pencereler kırılarak basılıyor. Postal izlerinin kirlettiği evlerde onur ayaklar altına alınıyor. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiiri çok daha önce yazılmış olsa da sanki o anları anlatıyor.
Girdiler kapılardan
Girdiler pencerelerden
Mektuplardan kitaplardan telefonlardan
Girdiler kirlettiler ve gecemizi
Girdiler ağrıttılar ve gündüzümüzü
Girdiler
Kirlettiler
İnsan onurumuzu
Aynı gün saat 13.30’da Kenan Evren’in darbe konuşması yayınlanıyor TRT’de. “Halkın refah ve huzuru için, kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temellere oturtmak” için darbe yapıldığını söylüyor faşist cunta lideri. Sonra da “Kötü niyetli birçok kişi ve kuruluşlar sizlere yalanlar düzerek, bunun aksini söyleyebilecekler ve menfi propagandalara başvurabileceklerdir” diyerek bunlara inanılmamasını salık veriyor. Ardından trajikomik bir şekilde “mutlu ve aydınlık yarınlar” dileyerek bitiriyor konuşmasını. Oysa bu konuşmanın ardından toplumu mutlu ve aydınlık değil, kanlı ve karanlık günler beklemektedir.
Peki, refah ve huzur için yapıldığı iddia edilen darbe gerçekte kime karşı, kimin için yapıldı? 70’li yılların ikinci yarısı Türkiye’de işçi sınıfının mücadelesinin yükseldiği yıllardı. Sendikalı işçi sayısının her geçen gün arttığı, her yerde grev ve direnişlerin yaşandığı, işçilerin sosyalist parti ve derneklerde örgütlendiği bu yıllarda patronlar işçilerin haklarını gasp etmek istedikleri halde hiçbir şey yapamıyorlardı. İşçiler örgütlüydüler ve patronların her saldırı girişimini püskürtmeyi başarıyorlardı. Patronların sömürü çarkları tehlikedeydi. Bunları düşünmek bile onlara ecel terleri döktürüyordu. İşte bu yüzden bu kanlı darbeyi tezgâhladılar. Darbeyi tezgâhlayanlar acımasız oldukları kadar korkaktılar da. Kenan Evren, darbe sabahı işçi sınıfının sokağa çıkmasından ne kadar çok korktuklarını darbeden yıllar sonra itiraf etmişti. İşçi sınıfının gücünden korkuyor, korktukça acımasızlaşıyor, çirkinleşiyor, insanlıklarını yitiriyorlardı.
İnsan yüzü güzeldir
Çirkindi bunlarınki
İnsan yüzü sıcaktır
Soğuktu bunlarınki
Elleri el değildi
Eli andırıyordu
Gözleri göz gibiydi
Bakışsızdılar
Göğse benzer bir kafesti taşıdıkları
İçinde yürek yoktu
Hem işçi sınıfından korkuyorlardı hem de onun örgütlerinden. Sosyalistlerden, devrimcilerden, gençlerden korkuyorlardı. Bir o kadar da kin duyuyorlardı. Darbe olduğunda ilk iş bütün dernekler, partiler, sendikalar kapatıldı. Grevler, direnişler yasaklandı. Yüz binlerce insan gözaltına alındı, binlercesi tutuklandı. On binlerce kişi işkence gördü, yüzlercesi işkencede hayatını kaybetti. On binlerce işçi kara listelere alınarak bir daha iş bulamaz hale geldi. 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti. Gencecik insanlar idam cezası verilerek asıldılar. Asılanlardan biri de henüz 17 yaşındaki fidan Erdal Eren’di. Bütün bunlar olurken korkakların başı TİSK başkanı Halit Narin “şimdi gülme sırası bizde” diyordu.
Çirkindiler
Korkaktılar
Yarınsızdılar
Geldiler itilerek
Girdiler irkilerek
Kararttılar gecemizi
Isırdılar karanlıkta
Kanattılar türkümüzü
Kırdılar çiçekli dallarımızı
Tükürdüler içine ekmeğimizin
İşçi sınıfını ve devrimci hareketi ezip geçen faşist darbenin üzerinden tam 36 yıl geçti. Ne yazık ki bu 36 yılda örgütsüz işçi sınıfı kaybettiği ekonomik ve sosyal haklarını geri almayı başaramadı. Bugün nüfus 1980 yılının neredeyse iki katına ulaşmışken sendikalı işçi sayısı tam tersi yönde yarı yarıya azalmış durumda. İş cinayetleri, taşeronlaştırma, uzayan iş saatleri, düşük ücretler, sendikasızlaştırma almış başını gidiyor. Hükümet OHAL bahanesiyle çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnamelerle işçi sınıfının zaten zayıf olan örgütlü mücadelesini engellemeye çalışıyor. 80 darbesini yapanlar işçi sınıfı karanlıktan hiç çıkmasın istiyorlar. Yarınlar sadece kendilerinin olsun istiyorlar. Ama bunu ilelebet başaramayacaklar. İşçi sınıfı eninde sonunda karanlığı yırtarak aydınlık yarınlara çıkacak. İnsanlığı karanlığa mahkûm edenlerin yarınları olmaz çünkü.
Yoktu yarınları onların
Çünkü onlar
Suç taşıyan sandık gibi
Karanlıktılar.
Acılar ve Sevinçlere Dair
Avcılar Belediyesi İşçileriyle Röportaj
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
- Yaşamı Geliştirenler: Haliç’in Direnen İşçileri
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- DERİTEKS’e Yapılan Saldırı Eylemlerle Protesto Edildi
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Onurlu Bir Mücadele Deneyimi: 1948 Maden İşçileri Grevi
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- “Cinnet” Değil İşçinin Hak Mücadelesi: 1974 Ülker Direnişi
- Sungurlar Kazan Fabrikası Direnişleri
- Tariş Direnişi ve Direnişin Dönüştürdüğü Emekçi Kadınlar
- Cumhuriyet Tarihinin İlk Kitlesel İşçi Mitingi: 1961 Saraçhane Mitingi
- Tarihin Aktarma Kayışı ve Cezmi Baba Gibi Olmak!
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- 1928 Tramvay Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: 1974 Gıslaved Grevi
- Türkiye İşçi Sınıfının Mücadele Tarihinde DİSK’in Yeri
- 1969 Gamak Direnişi ve Şerif Aygün
- Berec Grevi ve Kadınlar
- Fotoğraf ve Tanıklıklarla 1968 Derby İşgali
- Tarihten Bir Yaprak: 1910 Bursalı İpek İşçilerinin Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: “Magirus’ta Grev Var”
- Tarih Bizim Rehberimizdir
- Özal’ın Yakasına Sarılıp Hesap Soran Baştemsilci
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...