Buradasınız
TÜİK’in Enflasyon Yalanı
Sancaktepe’den bir işçi
Geçtiğimiz günlerde akşam haberlerini izlerken spikerin bir haberi sunuşu dikkatimi çekti. Tabii en az haberi sunuş biçimi kadar haberin kendisi de dikkatimi çekmişti. Malum geçim sıkıntısı, asgari ücretle çalışan biz işçi aileleri için can yakıcı bir sorun. Gün geçtikçe her şeyin zamlanması aldığımız ücretin daha da eriyip gitmesine neden oluyor. Aslında bunun adına enflasyon deniyor ve kendisi ile uzun yıllardan beri istemeyerek de olsa yakından tanışıyoruz. İşte haber de bu enflasyon oranlarını belirlemek için, Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in tüketici fiyat endeksini oluşturduğu sepetle ilgiliydi. Evet, enflasyon, istatistik kurumu, fiyat endeksi falan biraz sıkıcı ama spiker TÜİK’in enflasyon oranını düşürmenin bir yolunu bulduğunu söylediği an pek inanmadan, “acaba nedir?” diye kulakları ve gözleri açarak ekrana kilitlendim.
Dostlar gerçekten de enflasyon rakamlarını düşürmenin yolunu bulmuşlar. Ama ne yazık ki bunun bizim ücretlerimizin yükselmesiyle veya her gün aldığımız şeylerin fiyatının düşmesiyle bir alakası yok. Meğerse enflasyon sepetindeki gıda ve ulaştırmanın oranı düşürülünce enflasyon rakamı da düşmüş olacakmış. Spikerin hafif gülümseyip dalgaya alması, bu yapılana karşı bir eylem olarak düşünülebilir. Malum her türlü tepkinin bastırılmaya çalışıldığı ve bastırıldıkça da öfkemizin daha da arttığı zor günlerden geçiyoruz. Bugünlerde bu saçmalıklara gülmek ama “gülüp geçmeden” gülmek de bir eylem olabiliyor. Yani spikerin bunu dalgaya alan tavrı hoşuma gitmedi değil.
Neyse dostlar, bu haber vesile oldu ve şu meşhur sepeti biraz araştırayım dedim. Sepetin içindekileri okuyup düşündükçe kâh güldüm, kâh şaşırdım, kâh üzüldüm ama çoğunlukla da kızarak bu sepetin içindekileri inceledim. Sonucunda da anladığım bazı şeyleri sizlerle de paylaşmak istedim. TÜİK sepettekileri gıda, konut, ulaşım, ev eşyası, giyim-ayakkabı, haberleşme, çeşitli mal ve hizmetler, sağlık, eğitim, alkol ve tütün, eğlence-kültür, lokanta ve oteller olarak başlıklara ayırmış. Ve bu sepet tam 433 çeşit üründen oluşuyor. Hepsi de bir insanın yaşamında bir değeri olan ürünler ve eminim benim gibi işçi sınıfının çok büyük bir kesimi bu ürünlere ulaşamıyor, hatta varlığından bile bihaber durumda. Mesela bizim eve girmeyeli çok uzun süre olmuş, bu nedenle adı geçmemiş ve artık varlığı bile unutulmuş ürünler var sepetin içinde. Yani en temel ihtiyaçlardan oluşturulan bu sepetin içindekilere bile ulaşamaz hale gelmiş durumdayız.
Vesselam dostlar hepimiz biliyoruz ki birçok işçinin maaşının büyük bir kısmı gıda, ulaşım ve konuta gidiyor. Bu kalemlerin enflasyon sepetindeki oranını küçültüp enflasyon rakamını düşük göstermek olsa olsa bizimle dalga geçmek olur. Nasıl koşullarda yaşadığımız -21. yüzyılda buna yaşamak denirse- ortada. Artık bizimle dalga geçer gibi oyunlar yapanlara, her gün sırtımızdan devasa servetler kazanırken bizi yoksulluğa mahkûm edenlere, zenginliklerini karşımızda utanmadan yaşayanlara gülüp geçecek miyiz? Yoksa aynı geçmiş günlerde olduğu gibi kol kola, omuz omuza verip, birlik olup, karşılarına geçip “biz buradayız, biz işçi sınıfıyız” mı diyeceğiz? Elbette bu zor günler geçecek ve özlemle beklediğimiz, uğrunda mücadele ettiğimiz o güzel günler gelecek. Ve o gün dikilip tüm patronların karşısına “son gülen iyi güler” diyeceğiz.
Bir Eşit midir Bire?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...