Buradasınız
Ubuntu Budur
Sefaköy’den bir grup sağlık işçisi
Afrika’da çalışan bir antropolog, bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir. Oyun basittir. Antropolog, çocukları belli bir yerde yan yana dizer ve açıklar: “Herkes karşıdaki ağaca kadar tüm gücüyle koşacak ve ağaca ilk ulaşan birinciliği kapacak. Ödülü ise o ağacın altındaki güzel meyveleri yemek olacak.” Çocuklar oyuna hazır olunca, antropolog oyunu başlatır. İşte o anda tüm çocuklar el ele tutuşur ve beraberce koşarlar. Hedef gösterilen ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog şaşırır ve çocuklara neden böyle yaptıklarını sorar. Aldığı cevap hayli manidardır: “Biz ubuntu yaptık. Yarışmış olsaydık, aramızdan sadece bir kişi yarışı kazanacak ve birinci olacaktı. Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir? Oysa biz ubuntu yaparak hepimiz yedik.” Antropolog merak içinde ubuntunun anlamını sorar ve şunu öğrenir: Ubuntu, “biz içinde ben” demektir. “İnsan ancak başka insanlarla birlikte insan olur” demektir.
Yaşadığımız dünyada kapitalist sistem her birimizi bencilleştirmeye ve yalnızlaştırmaya çalışıyor. Patronlar sınıfı, işçileri ve emekçileri daha iyi sömürebilmek için haklarını sorgulamayan, bilinçsiz, örgütsüz bireyler yaratmak istiyor. Daha doğduğumuz andan itibaren bir yarışın içinde buluyoruz kendimizi. Bize öğretilen sözcüklerin başında “ben-benim” geliyor. “Biz” kavramından uzaklaştırılıyoruz. Hem okul yıllarında hem de iş hayatına atıldığımızda önümüze bir hedef koyuluyor ve o hedefe ulaşmamız için “diğerleriyle” rekabet etmemiz isteniyor. Birlikte yaşadığımız, birlikte çalışıp ürettiğimiz sınıf kardeşlerimizi “diğerleri” olarak görüp kendi paçamızı kurtarmaya, bir adım önlerine geçmeye çalışıyoruz. Fakat işçiler olarak hep aynı çıkışsızlığın içinde dönüp duruyoruz.
Bugün en önemli haklarımızdan olan kıdem tazminatımızın fona devredilmesi, zorunlu BES uygulaması, emeklilik hakkımızın gasp edilmesi, işsizlik problemi gibi ortak sorunlar karşımızda duruyor. Peki, biz neden tüm bu sorunlarla yalnız başımıza başa çıkmaya çalışıyoruz? Ya da neden “ben tek başıma ne yapabilirim ki?” diye düşünüyoruz? Hikâyedeki gibi güzel meyvelere birlikte ulaşmak varken neden tek başımıza koşup duruyoruz? Kardeşler, biz işçiler, dilimiz, rengimiz, ırkımız, cinsiyetimiz, mesleğimiz ne olursa olsun sınıf kardeşiyiz. Aynı sınıfın parçaları olarak, tüm güzel meyveleri beraber yiyebilmek için bu rekabet yarışında “ben” değil “biz” olmalıyız. Geçmişten ders almalı, kapitalist sistemin üzerine el ele yürümeliyiz. Bireysel çıkarlarımızın aslında işçi sınıfının ortak çıkarlarında olduğunu görmeli ve birliğimizi sağlamalıyız. Bugün işçilerin yaşadığı ortak sorunlardan tek başımıza kurtulamayız. Biz inanıyoruz ki işçi sınıfı olarak birlik olduğumuzda sorunlarımızın üstesinden gelebilir, daha güzel bir dünyayı yaratabiliriz. Egemenler sömürü düzenini ayakta tutmak için birlikte hareket ederlerken, bizler de işçiler olarak tarafımızı bilmeli ve bu sömürü düzenini alt etmek için sınıf kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz.
İnanıyoruz ki işçi sınıfı bencilliğe, bireyciliğe, yalnızlığa prim vermeyecek. İşçiler dayanışma ile omuz omuza verip kapitalist düzeni yıkacaklar!
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...