Buradasınız
Uçan Kâğıt Fiyatları
Mersin’den bir öğrenci
Yiyecekten içeceğe, elektrikten, doğalgaza gelen zamlardan zaten hepimizin canı yeterince yanıyor. Bu yüzden ahlanıp vahlanıyoruz. Hayatımızı zehir eden ekonomik kriz yokmuş gibi, bizlerle dalga geçer gibi televizyona çıkıp bangır bangır “KRİZ MRİZ YOK” diye yüzleri bile kızarmadan konuşanların bizleri ikna etme çabası da ilginç. Aklımın ucuna bile gelmezdi, elimdeki kâğıdın zamlardan nasibini alıp da beni böyle düşündüreceği. Kâğıt meğer ne kadar önemli bir araçmış, her şeyde kullanıyormuşuz. Bu kadar zam gelince çok kıymetli olduğunu çok daha iyi anladım. Evimizin her yerinde, çantamızda, mağazalarda, restoranlarda, aldığımız her şeyin üzerinde bir parça da olsa kâğıda rastladığımızı fark ettim.
Okula ilk başladığımızda çantamızda bir defter bir kalem sonra da kitaplar yerini alır. Derste üzerine not aldığımız o güzelim defterleri ne kadar da hoyratça kullanıyormuşuz. Kâğıttan uçak, şapka, gemi, zıplayan kurbağa ve daha neler neler yapardık. Ders bitince ya da muziplik olsun diye defterlerimizden kopardığımız bir yaprakla uçaklar yapar birbirimize fırlatırdık. Bahçede bir su birikintisi görmeyelim, defterden bir parça kopar, gemi yap, hoop yüzdür. Evet, üzerine yazı yazdığımız, üzerindeki yazıları okuduğumuz, duygularımızı paylaştığımız, bazen uzak memleketlere gönderdiğimiz, bazen de ıslak elimizi kurulamamızdaki yardımcımız. Bir günlük kâğıt maceram beni nasıl da etkiledi. Küçük bir olay anlatayım: Geçen haftalarda, her zaman fotokopi çektirdiğim bir abi var, onun yanına gittim fotokopi çektirmeye. Bundan yaklaşık bir sene önce 9 liraya çektirdiğim fotokopinin bu sene 16-17 liraya çıktığını duyunca gerçekten çok şaşırdım. Fotokopici abiye “bu fiyat nasıl bu kadar arttı?” diye şaşkın bir şekilde sorunca o da “ablam her şeyimiz dışarıdan geliyor, tabi pahalı olur, eskiden böyle miydi ya?” dedi. Bunun üzerine aklıma eskiden üretim yapan ve binlerce işçinin çalışıp, on binlerce insana geçim kaynağı olan SEKA fabrikası geldi. SEKA fabrikası bundan yaklaşık 80 yıl önce İzmit’te kurulmuştu. İlk üretimini 1936 yılında gerçekleştiren SEKA, 1960’lara kadar çok yoğun bir üretime sahipti. 1980’lerden sonra neoliberal politikalarla KİT’ler özelleştirilmeye başlanmıştı. 1997 yılına gelindiğinde ise SEKA kâğıt fabrikasının özelleştirme kararı alınmıştı. 2005 yılında SEKA çalışanları bu duruma bir direnişle karşılık vermişti. Kapatılmaktan kurtulamayan fabrika bugünlerdeyse müze olarak ziyaret ediliyor. Biz de bu koşullardan nasibimizi işsiz kalarak alıyoruz. Zam üstüne zam yapılan ürünlerle hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Fakat işsizlik artıyor ve emekçiler hep daha fazla borçlanarak yaşamaya çalışıyor. Fakat nereye kadar bu şekilde yaşayabiliriz?
Bizler insan gibi yaşayabileceğimiz, aç kalmayacağımız, işsizlikle boğuşmayacağımız bir dünya istiyoruz. Bunun da tek yolunun örgütlü mücadele olduğunu biliyoruz. Bizlerin birlik olmaması için ellerinden geleni yapanların devri sonsuza kadar sürmez. Bunun için örgütlenmeli ve mücadelemizi sürdürmeliyiz.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...