Buradasınız
Van Dondu, Devlet Yaktı
Samatya’dan bir işçi
7,2’lik depremle hepimiz yıkıldık. Acıyı hepimiz tattık. Van halkının acılarını bir nebze de olsa dindirmek için hep birlikte çabaladık. Belki 7,2’lik bir deprem büyüktü ama ardından devletin depremi daha büyük ve etkili oldu. Yapılması gerekenler yapılmadığı gibi, yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması bile sağlanmadı. Toplanan yardım malzemeleri dağıtılmak yerine depolara yığıldı. Aradan bir ayı aşkın zaman geçmesine rağmen bu durumda değişen bir şey olmadı. Ve birkaç gün önce, en seçkin malzemelerin bulunduğu söylenen depoda büyük bir yangın çıktı. Her şey kül oldu. Yetkililerse yangının elektrik kontağından çıkmış olabileceğini söylemekle yetindiler. Oysa depoda saklananların çoktan insanlara dağıtılması gerekiyordu. Van halkı halen yaşanan depremlerle cebelleşirken, bu yangınla bir büyük depremin daha yaşadığına inanıyorum.
Yetkililerin bir şey yapmamaları halkı zor durumda bırakıyor ve halk göç etmek zorunda kalıyor. Bir TV kanalında rastladığım bir haberde, İstanbul’a gelen Vanlı bir ailenin tam bir haftadır arabada yaşam savaşı verdiği söyleniyordu. Evet doğru duydunuz, arabada 5 kişilik bir aile… Ufak çocuklardan biri şöyle konuşuyordu: “Babam bizi apartopar İstanbul’a getirdi. Araba bizim değil. Kalacak yerimiz yok. Geceleri soğuk oluyor. Babam arabayı çalıştırıp içeriyi ısıtıyor ama benzin biter endişesiyle hemen kapatıyor. Paramız yok, kısıtlı kullanıyoruz.”
Yekililer nerede? Halk perişan ama kimse kılını kıpırdatmıyor. Doğal depremler yerine devlet depremlerinden yıkılıyoruz!
Her yerde hazır ve nazır
Güle Güle İşçi Kızı Gizem
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...