Buradasınız
Yükseliyor Yapı, Kan Ter İçinde!
Sefaköy’den bir işçi-öğrenci
Derneğimiz UİD-DER 2006 yılında kuruldu. Derneğimizin kuruluşuna önderlik eden mücadeleci işçiler, bu topraklardaki eksikliği en çok hissedileni, aynı zamanda da en zor olanı önlerine görev olarak koyuyorlar. İşçi kuşaklarının arasındaki bilgi aktarımını tekrardan sağlamak. 12 Eylül askeri faşist darbesi işçi sınıfının mücadelesinin üzerinden bir silindir gibi geçmiş ve geride elle tutulur bir şey bırakmamıştı. Darbe, 1980 öncesinde mücadele eden işçilerin deneyimlerini sadece ve sadece kendilerine saklamalarına, çocuklarına ve çevrelerindeki insanlara anlatmamalarına vesile oldu. Bir işçi önderinin söylediği “Geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz” sözünden yola çıkan mücadeleci işçiler, işçi sınıfının deneyimlerini, tecrübesini, kayıplarını ve kazanımlarını tekrardan hatırlatmaya giriştiler Türkiye işçi sınıfına. Bu yüzden 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin yıldönümünde kurdular derneğimizi. Derneğin kuruluşunun 15-16 Haziran Direnişine denk getirilmesi basit bir tesadüf değil; silinen hafızaların, unutulan değerlerin tekrardan hatırlatılması konusunda bir irade gösterimiydi. Bugün hâlâ derneğin kuruluşuna katılan mücadeleci işçi ağabeylerim ve ablalarımla bu yöndeki çabamız sürüyor ve daima da sürecek. Önümüze böyle bir mücadeleyi koyduk. Bu mücadele sabır istiyor, akıl istiyor, emek istiyor.
Peki, bu mücadeleye katılan işçiler nasıl hissediyor? UİD-DER biz işçilere mücadele etmeyi öğretirken hangi duyguları bizlere tattırıyor? Dostlarım sizlerin de tahmin edeceği gibi yaşadığımız duygular ancak kendi benliğimizde hissedildiği ölçüde başkalarına aktarılabilir. Ben de UİD-DER’in bana kattıklarını, bana hissettirmiş olduğu duyguları paylaşmak istiyorum sizlerle. Ben bir işçi çocuğu olarak doğdum, yani anne ve babamın bana bırakacağı katlar, yatlar, fabrikalar yoktu. Ben de her işçi çocuğu gibi anne ve babamdan işçiliği miras aldım. Bu yüzden açlıkla, yoksullukla, hastalıklarla daha çocukluktan tanıştım. Küçükken düşünür dururdum anne ve babam çocuklarının yüzlerini göremeyecek kadar çok çalıştığı halde neden hala tatile çıkamıyoruz, güzel elbiseler alamıyoruz veya kendimize bir ev alamıyoruz diye. UİD-DER’le büyüdükçe, işçiler ne kadar çalışırlarsa çalışsın patronların sadece onlara karınlarını doyuracak kadar para verdiğini anladım. Küçükken alamadığım her oyuncak için anne ve babama hissettirmeden ağlardım. Daha sonraları ağlamayı bırakıp oyuncaklarımı kendim yapmaya başladım. Çünkü onların benden daha fazla üzüldüğünü bilir onları daha fazla üzmek istemezdim. Anne ve babamın masada başlarını ellerinin arasına alarak kederli kederli ay sonunu getirmeye çalıştıklarına şahit olurdum su içmeye kalktığım bazı gecelerde. Ya da annemi sürekli babamın tek ceketini dikerken izlerdim. Sorardım kendime neden babama bir ceket daha alamıyoruz, annem her yırtıldığında aynı ceketi dikiyor diye. Yani anlayacağınız dostlarım her işçi çocuğu gibi ben de benzer sorunlar yaşadım sizlerle. Ailemi memlekette bırakıp İstanbul’a üniversite okumaya gelirken yolda hayatın tüm zorluklarının üstesinden nasıl tek başıma geleceğimi düşünmüştüm. Aklımdan geçen bu yersiz düşünce İstanbul’a geldiğimde anında uçup gitti. Ben memlekette 4 kişilik çekirdek ailemi bırakmıştım ama İstanbul’da yüzlerce üyesi olan her biri de bir anne, baba, kardeş olan UİD-DER’li işçilerle kucaklaştım. İnsanın güzel arkadaşları oldukça hiçbir şeyden korkmaz derler ya benim hissettiklerim de bu. UİD-DER’de etrafımda duran her bir arkadaşımın gözlerinin içine baktığımda karşılıksız bir sevgi ve dostluk görüyorum. Aynı geleceği düşleyen elleri nasırlı kadın ve erkek işçiler, birbirimize ve en önemlisi kendimize duyduğumuz kocaman saygıyla; sabırla, akılla emek veriyor, ter akıtıyoruz. Üniversite okurken bir yandan da çalışıyorum. Günde 12 saat çalışıyor sonra okula gidiyorum. İşçi sınıfının mücadelesini arkadaşlarımla beraber ben de omuzluyorum. Yani hayat biz işçiler için dörtnala koşuyor fakat insanın böyle arkadaşları oldukça yaşadığımız sorunlar vız gelir tırıs gider.
İnsan örgütlü olduğunda geleceğe umutla bakıyor. İnsan örgütlü olduğunda üstesinden gelinemeyecek hiçbir sorunun olmadığını biliyor. İnsan örgütlü olunca kalbinin nerede attığını hissediyor. İnsanlığın, paylaşmanın ve kardeşliğin ne demek olduğunu anlıyor. Bana tüm bu duyguları hissettirdiğin için en önemlisi kendime saygı duymamı sağladığın için sana doğumunun yıldönümünde teşekkür ediyorum UİD-DER. Ben de bana bu duyguları yaşattığın için sana ve kendime olan borcumu işçi kardeşlerimle, işçi sınıfının geçmiş deneyimlerinden çıkardığımız derslerle ellerimizi geleceğe uzatarak ödeyeceğim. O güzel günleri kardeşlikle, dostlukla hazırlayacak ve insanlığa armağan edeceğiz. Sözümüz sözdür UİD-DER!
Somalı Madencilerin Anısına
Çay Molalarında Ne Konuşuruz?
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...