Buradasınız
İşçi Sınıfının Mücadele Örgütü: UİD-DER Neyi Savunuyor, Ne İçin Mücadele Ediyor?

Kökleri derinde!
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER), kapitalist sömürüye karşı işçi sınıfının uluslararası mücadelesini savunan ve bu doğrultuda çalışan sosyalist bir işçi örgütüdür. Metalden petrokimyaya, eğitimden sağlığa, taşımacılıktan gıdaya tüm sektörlerden işçilerin, işçi ailelerinin, emekçi gençliğin, emekçi kadınların katılımıyla 15-16 Haziran 2006’da kuruldu. Bir mücadele örgütü olarak UİD-DER, işçi sınıfının bağrında kök salarak büyüdü, büyüyor.
UİD-DER’in geçmişe uzanan köklü bir tarihi var. 1960-1980 arası, Türkiye işçi sınıfı tarihi açısından çok önemli bir dönemdir. Sanayinin sıçramalı olarak geliştiği ve işçi sınıfının büyüdüğü bu yıllar, aynı zamanda işçi sınıfı hareketinin de yükseldiği yıllardı. Ardı ardına kitlesel grevlerin patladığı ve büyük kitle gösterilerinin düzenlendiği bu yıllarda, işçiler siyasal sınıf bilinci kazanıyor ve kapitalist sömürüye karşı toplumsal mücadele büyüyordu. Yükselen toplumsal kurtuluş mücadelesi öğrencileri, aydın ve sanatçıları da etkileyerek bu mücadelenin içine çekiyordu. İşte UİD-DER’in kuruluşuna önderlik edenler, Türkiye’de işçi sınıfı mücadelesinin bu yükseliş dönemine katkı sunmuş eski kuşaktan sosyalistler ve mücadeleci işçilerdir.
UİD-DER’in güçlü köklerini oluşturan sosyalistler ve mücadeleci işçiler, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine ve ardından gelen zorlu yıllara rağmen işçi sınıfının saflarında kapitalizme karşı mücadeleyi kesintisiz olarak sürdürdüler. Askeri darbenin ardından buzun kırılıp yolun açılmasına, işçi sınıfı hareketinin yeniden canlanmasına katkı sundular. Onların uzun yıllara dayanan emeklerinin bir ürünü olarak, 1990’ların ortasında İşçi Öz-Eğitim Grupları doğdu. Çeşitli sektörlerden, sendikalardan, grev ve direniş alanlarından gelen işçiler, İşçi Öz-Eğitim Grupları adı altında birleştiler.
Siyasal sınıf bilinci kazanmış bu öncü işçiler, işçi sınıfının durumunu, sorunlarını, örgütlenme yollarını tartıştılar. İşyerlerinde örgütlenerek, grev ve direnişlerle dayanışmayı yükselterek azimle çalıştılar. İşçi sınıfının uluslararası mücadele geleneğini yeniden yeşertmek ve yeni kuşaklara aktarmak, işçileri mücadeleye çekmek için çaba gösterdiler. Bu çabalar, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinin 36. yıldönümünde UİD-DER’in kuruluşuyla taçlandı. Kuşkusuz bu çakışma bir rastlantı değildi. UİD-DER’in temsilcisi olduğu geleneğin, işçi sınıfına duyulan güvenin, mücadelede ısrar ve kararlılığın göstergesiydi.
3-2006-acilis-etkinligi.webp

İnsanlık tarihsel bir eşikte!
İşçi Öz-Eğitim Gruplarının kurulduğu yıllarda kapitalist dünyanın efendileri sınıf mücadelesinin bittiğini, tarihin sonunun geldiğini, işçi sınıfının öldüğünü ileri sürüyorlardı. Onlara göre 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle birlikte, insanlığın sömürüsüz dünya özlemini temsil eden sosyalizm de çökmüştü! Kapitalizmin insanlığa sonsuz barış, demokrasi, uygarlık ve refah getireceğini iddia ediyorlardı. Dünya burjuvazisi bu yalanlarla neoliberal saldırılara hız verirken, kapitalist sömürüye karşı mücadelenin bir sonuç getirmeyeceği mesajı veriyor, sosyalist hareketi ideolojik olarak çökertmek istiyordu.
Oysa SSCB’deki Stalinist despotik-bürokratik diktatörlüğün sosyalizmle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Ayrıca SSCB’nin çöküşü tarihin sonuna değil emperyalist-kapitalist sistemin yeni kaotik bir döneme girmesine işaret ediyordu. Nitekim çok geçmeden sistemin bağrında biriken sorunlar ardı ardına sökün etti. 2000 yılı dönemeciyle birlikte kapitalizm tarihsel bir sistem krizine girdi. Bir sistem olarak tarihsel ömrünü dolduran kapitalizm, her alanda devasa krizler üreterek insanlığı tehdit etmektedir.
SSCB’nin çöküşünün ardından emperyalist güçlerin Balkanlar’da başlattığı kanlı ve kaotik hesaplaşma elbette burada durmadı. Emperyalist sistem üzerindeki hegemonyasının aşınıp sarsılmasını durdurmak üzere ABD’nin 2001’de “sonsuz savaş” sloganıyla startını verdiği Afganistan savaşı ve onu izleyen Irak işgali giderek çok daha geniş bir alana yayılan Üçüncü Dünya Savaşına dönüştü. Bugün Ortadoğu’dan Afrika’ya, Ukrayna’dan Asya Pasifik’e kadar tüm uluslararası siyasal ilişkilere damgasını basan Üçüncü Dünya Savaşı ve onun doğurduğu gerilimlerdir.
Potansiyellerini büyük ölçüde tüketen ve tarihsel sınırlarına gelen kapitalizm, toplumsal ve çevresel sorunları küresel ölçekte keskinleştirmiş durumda. Küreselleşen toplumsal çelişkilerin dünyanın tüm işçi ve emekçilerinin yaşamını benzer şekilde sarstığı kaotik bir dönemden geçiyoruz. Toplumsal eşitsizlik akıl almaz boyutlara ulaşırken, yoksulluk çukuru her geçen gün derinleşip genişlemeye ve daha fazla insanı içine çekmeye devam ediyor. Genişleyen emperyalist savaş, artan otoriterleşme, arka arkaya patlak veren siyasi ve ekonomik krizler, gıda krizi, ekolojik kriz, işsizlik, yoksulluk, küresel göç krizi… Dünyanın bu manzarası kapitalizmin tarihsel krizinin bir sonucudur. Burjuvazi bu çürümüş düzenini kurtarmak için her türlü yola ve yalana başvuruyor. Oysa insanlık yoluna kapitalizmle devam edemez!
Kapitalizmin doğurduğu ve çözümsüz bıraktığı toplumsal çelişkiler, sınıf mücadelesinin keskin bir şekilde yükselmesine neden oluyor. 2000 dönemeci aynı zamanda tüm dünyada sınıf çelişkilerinin keskinleştiği ve emekçi isyanlarının patladığı yeni bir dönemin işaret fişeğiydi. Emekçi isyanları ve devrimci durumlar, özellikle 2008 küresel krizinden sonra dünyanın birçok bölgesinde sahne aldı. Nitekim 2010’da patlayan Arap halk isyanları işsizliğe, yoksulluğa, diktatörlük rejimlerine verilmiş bir yanıttı. Dünyanın birçok ülkesinde emekçi isyanları sürüyor. Hiçbir toplumsal sorun çözülemediği ve tersine çelişkiler giderek dayanılmaz noktaya ilerlediği için, geri çekilen isyan dalgası büyüyerek yeniden sahne alıyor. Uluslararası sermaye sınıfının 2020’de pandemiyle üzerini örtmeye çalıştığı ekonomik kriz, emekçilerin öfkesini daha bilemiş oldu. Dünyanın dört bir yanında on milyonlarca emekçi, kapitalizmin yarattığı sorunlara karşı mücadele ediyor, insanı işsiz ve yoksul bırakan, ezip aşağılayan bu sistemde yaşamak istemediğini haykırıyor. Fakat işçi sınıfı yeterli bir örgütlülüğe ve sağlam bir önderliğe kavuşmadan emekçi isyanları asıl hedefine ulaşıp kapitalist sömürüye son veremez!
Miadını dolduran ve giderek daha fazla çürüyen kapitalizm, insanın, bilim ve teknolojinin bugünkü gelişmişlik düzeyiyle çatışmaktadır. İnsanlık büyük bir dönüşümü gerçekleştirmenin eşiğinde bulunuyor ama kapitalist sistem buna engel oluyor. Kapitalist sömürü düzeni emekçi insanlık için tam anlamıyla cehennem koşulları yaratmıştır. Mevcut teknolojiyle 10 milyardan fazla insanın karnını doyurmak, daha iyi yaşam koşulları sağlamak, açlığı ve hastalığı yeryüzünden kazıyıp atmak ve işgününü 4 saate indirerek herkese iş vermek mümkün!
Tarihte birçok büyük kriz/buhran dönemleri yaşanmıştır. Eski olanın çürüyüp toplumun gelişmesinin önünde yıkıcı bir engele dönüştüğü ama yeni olanın da doğamadığı krizli, çalkantılı, sancılı dönemler… Var olan düzenin çivisinin çıkması, üretimin yapılış ve bölüşüm tarzının toplumsal çelişkileri alabildiğine büyütmesi, her alanda biriken devasa sorunların bir yumağa dönüşmesi böylesi tarihsel kesitlerin özelliğidir. Fakat tarihsel deneyim gösteriyor ki kaotik, krizli ve sancılı dönemlerin aşılıp yeni bir düzenin kurulması ancak büyük toplumsal dönüşümlerle, devrimlerle mümkün olabilmiştir. Çok açık ki kapitalizm tüm dünyada bu yolla yıkılmadan insanlık kapitalizmin yarattığı çıkışsızlıktan kurtulamaz.
UİD-DER’in amacı
Kapitalist düzen sömürü, savaş, işsizlik, açlık, yoksulluk, kadına şiddet, çocuklarımızın geleceğinin çalınması demektir. Yeryüzü cennetini kurabileceğimiz bir çağda insanlık büyük acılar çekiyor. İşte bu yüzden işçilerin mücadele örgütü UİD-DER, insanlığın toplumsal kurtuluşu için dünya işçi sınıfının kapitalizme karşı mücadelesini savunuyor!
UİD-DER; insanın insana kul köle olmadığı, işsizliğin, açlığın, yoksulluğun, sömürü ve savaşların son bulduğu, özgürlük ve barış dolu bir dünya için mücadele ediyor.
UİD-DER; kadının ezilip şiddet görmediği, hiçbir insanın cinsel yönelimi ve tercihinden dolayı ötekileştirilmediği ve her türlü ayrımcılığın son bulduğu; çocukların mutlu yaşadığı bir dünya için mücadele ediyor.
UİD-DER; hiçbir insanın fikirleri, yaşam tarzı, dini inancı ya da inançsızlığı veya kültürü nedeniyle baskı görmediği, hiçbir halkın bir başkasının boyunduruğu altında olmadığı, tüm halkların barış içinde kardeşçe bir arada yaşayacağı bir dünya için mücadele ediyor!
UİD-DER; sınıflı toplumların yarattığı ve kapitalizmin derinleştirdiği bireyciliğe, bencilliğe, milliyetçiliğe, ırkçılığa, faşizme, kin ve nefret kültürünün toplumda hâkim olmasına karşı mücadele ediyor. İşçi sınıfı içinde enternasyonalizm bilincini yayıyor ve dayanışma kültürünü büyütmek için mücadele ediyor.
UİD-DER; işçileri burjuvazinin yalanlarına karşı eğitip sınıf bilinciyle donatıyor. Kapitalizm altında girdaba dönüşen sorunlardan kaçmanın bir yolu olmadığını kavratarak işçileri mücadeleye çağırıyor. Kaderi, sorunları, özlemleri, çıkarları ortak, evrensel bir sınıf olan işçi sınıfının kapitalizmden hiçbir çıkarı yoktur. Kapitalizm tarihin çöplüğüne gönderildiğinde ve işçi demokrasisi hayat bulduğunda sınıfsız toplumun kapıları sonuna kadar açılmış olacaktır! Bu bilinçle UİD-DER, işçilerin ekonomik ve demokratik mücadelesini güçlendirmeye çalışırken aynı zamanda onlara kapitalizme karşı siyasal mücadelenin bir zorunluluk olduğunu kavratıyor. İnsanların doğayla uyum içinde yaşadığı, özgür ve mutlu olduğu sosyalist bir dünyayı kurmak için çalışmanın onurunu, tarih bilincini, umudu ve tarihsel iyimserliği aşılıyor.
UİD-DER; işçileri mücadelede öne çekmek, kapitalizmin yarattığı sorunlara karşı her alanda birleştirmek için ter akıtıyor. İşçilerin din, dil, etnik köken ve milliyet temelinde bölünüp parçalanmasına karşı her alanda mücadele ediyor. Ezilen ulusların kurtuluş ve özgürlük için verdikleri mücadeleleri destekliyor. İşçiler arasındaki önyargıların silinmesi, uluslararası düzeyde gerçek bir kardeşleşme ve dayanışmanın filiz verip güçlenmesi, işçi sınıfının uluslararası mücadele birliğinin mayalanması için çalışıyor. Bu uğurda mücadele yürüten sınıf örgütleri ve sendikalarla uluslararası bağlar geliştirmek üzere çabasını sürdürüyor. İşçi sınıfının saflarında, “Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!” çağrısını ve enternasyonalizm bayrağını yükseltiyor.
UİD-DER; işçilerin birlik ve dayanışmasının ancak mücadele içinde güçleneceği gerçeğinden hareketle işçilerin sendikalarda bir araya gelmelerini, ekonomik ve demokratik haklarını ilerletmek için giriştikleri mücadeleleri destekliyor. İşyerlerinde ve sendikaların tabanlarında yürüttüğü çalışmalarla bürokratik sendikal anlayışa karşı mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını hâkim kılmak için var gücüyle çalışıyor. Fabrika ve işyerlerinde, işçilerin örgütlenme mücadelesini büyük bir sabır ve disiplinle ilerletmeye çalışırken çeşitli düzeylerde eğitimlerini sürdürüyor. Çeşitli sektörlerde grev ve direnişler yürüten işçilerle dayanışmayı yükseltiyor, işçi sınıfının ulusal düzeyde verdiği mücadeleleri uluslararası dayanışmalarla güçlendirmek üzere kampanyalar ve çalışmalar yürütüyor.
UİD-DER; işçilere her olguya kendi sınıflarının penceresinden bakmayı öğretmek, çevre sorunundan kadın sorununa sınıfımızın insanlığın tüm sorunlarına sahip çıkması gerektiğini kavratmak için kesintisiz çabasını sürdürüyor. İşçi sınıfının mücadelesinin tüm ezilenlerin taleplerini kapsadığını, bu mücadelenin tüm ezilenlerin kürsüsü, tüm sorunların çözüm adresi olduğunu savunuyor. Bu bağlamda işçi sınıfının tüm kesimlerine sesleniyor, örgütlemek için büyük bir çaba ve enerji harcıyor.
- Emekçi gençliğin içine düşürüldüğü umutsuzluk, çıkışsızlık, geleceksizlik kuyusundan tek çıkış yolunun işçi sınıfının saflarında birleşmek olduğunu gösteriyor. Gençlerin pörsütülmek istenen enerjilerini mücadeleye kanalize ediyor.
- Çifte ezilmişlik zincirlerini kırmak isteyen, özgürlük ve eşitlik özlemi çeken emekçi kadınları işçi sınıfının mücadele saflarına çekerek emeğin mücadelesine güç katıyor.
- İşçi ailelerinin çocuklarını geleceğin mücadeleci işçileri olarak yetiştiriyor.
- Yaşam alanlarına, doğaya sahip çıkan, demokratik hak ve özgürlüklerin genişlemesini isteyen, barış ve özgürlük isteyen emekçileri işçi sınıfının saflarında birleşmeye çağırıyor.
- Göç sorunu küresel bir kriz boyutuna yükselmiştir ve bunun sorumlusu kapitalist düzendir. Bu perspektiften hareketle, “yerli” işçiler için asıl düşmanın göçmen emekçiler değil sermaye sınıfı olduğunu savunuyor; “göçmen emekçiler düşmanımız değil sınıf kardeşlerimizdir” sloganıyla işçiler arasında gelişen milliyetçiliğin ve önyargıların kırılıp atılması için çalışmalar yürütüyor. Göçmen işçilerin “yerli” işçilerle aynı sendikal örgüt çatısı altında, aynı haklarla ve aynı yasalara tâbi olarak çalışabilmesi için mücadele ediyor.
İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER kitleselliği, genç ve kadın yoğunluğu, kapitalizme karşı enternasyonalist sloganları, düzeni, disiplini ve kıpkızıl rengiyle göz dolduran kortejlerle alanlarda yerini alıyor. UİD-DER korteji alanlara işçi sınıfının tarzını, kızıl rengini taşıyor. UİD-DER, işçi sınıfı saflarında gelenekten geleceğe insanlığın kurtuluşu için mücadeleyi büyütüyor.
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği!
Kahrolsun Kapitalist Sömürü Düzeni!
Son Eklenenler
- Sendikalı oldukları için hakları ödenmeden işten atılan Agrobay işçileri İzmir Bergama Kent Meydanında çatıya çıkarak bir kez daha seslerini duyurdular. Urfa’da Özak Tekstilde bir kadın işçi Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu için...
- Pahalılık ve zamlar nedeniyle adeta insan olduğumuzu unuttuk. Eğlenmek, dışarı çıkmak, eş dostla vakit geçirmek, bir yerlere gidip yeni insanlarla tanışmak gibi sosyal aktiviteler lüks oldu. Temel ihtiyaçlarımıza bile yetişemez durumdayız....
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde kadınlar pek çok kentte meydanlarda buluştular, yürüyüşler düzenlediler, fabrika ve grev çadırlarında açıklamalar gerçekleştirdiler. Kadınlar eylemlerde “savaşa, şiddete, yoksulluğa...
- Çalışma koşulları yıpratıcı, omuzlarındaki yük ağır metal işçilerinin. Ücretlerini belirleyen MESS grup toplu iş sözleşmeleri metal işçileri için çok önemli. Fakat tek başına metal işkolunda çalışanları mı ilgilendiriyor bu sözleşme? Biz petrokimya...
- Patronların kâr hırsıyla iş güvenliği önlemlerini almamaları yüzünden işçiler madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde, fabrikalarda, yollarda canından oluyor. Siyasi iktidar maden patronlarına ekonomik teşvikler verip olur olmaz her yere maden...
- Bu pahalılıkta Davut Abiyi neden misafir etmek istediğimizi size bir önceki mektubumda anlatmıştım. Hafta sonunu iple çektik. Eşimin çalıştığı işyerinden arkadaşı Davut Abiyi sonunda misafir ettik. Kapı çaldı ve ailecek kapıda karşıladık Davut Abiyi...
- MESS’e bağlı fabrikalarda çalışan metal işçileri, TMMOB Mimarlar Odası işçileri, İzmir Çiğli Belediyesi işçileri, İzmir DEÜ Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi inşaatında çalışan işçiler, Yalova Gürdesan Gemi Makinaları’na bağlı taşeronlarda...
- Türkiye’de yoksulluk derinleşiyor, işsizlik artıyor, çıkışsızlık duygusu büyüyor. Ülkeyi yönetenlerin yoksulluğumuzun üstünü örtmek ve bizleri aldatmak için söyledikleri yalanlar ve algıları çarpıtmak için giriştikleri oyunlar da bir o kadar büyüyor...
- İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 7 Ekimden bu yana devam ediyor. Hastaneler, okullar, evler bombalanıyor. Hergün onlarca, yüzlerce Filistinli kadın, çocuk, genç, yaşlı katlediliyor. Bugüne kadar hayatını kaybedenlerin sayısı 14 bini aştı....
- Gazze’de Geçici Ateşkes, Dünya Meydanlarında Yükselen Ses: Savaşa Hayır! Kalıcı Ateşkes Hemen Şimdi!İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü kesintisiz saldırıları karşısında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler Filistin halkıyla dayanışma gösterileri ve kitlesel eylemler düzenliyor. Emperyalist savaş karşıtı sloganlarla...
- Zamanın birinde Cemal adında biri varmış. Cemal Amasya’da yaşar, büyük bir ahşap oyma ve desen atölyesinde çalışırmış. Cemal işine çok düşkünmüş, patronu 24 saat çalış dese gık demez, diyenleri de nankörlükle itham edermiş. Onun için patronu, eli...
- Sakarya Hendek 2. OSB’de bulunan Burda Bebek fabrikasında işçiler Türk-İş’e bağlı Petrol-İş sendikasına üye oldular. Sendika işyerinde yetki aldı. Bu süreçte patron 7 işçiyi işten çıkardı. İşçiler 20 Kasımda sendikalarının öncülüğünde fabrika önünde...
- Son zamanlarda çocuklar, öğrenciler arasında tehlikeli bir oyun yayılıyor. “Kanlı Para” oyunu. Bu oyun isminden de tahmin edileceği üzere çocuklara fiziksel ve psikolojik yönden zarar veren bir oyun. Bu ve benzeri zararlı oyunların yaygınlaşmaya...