Buradasınız
Kürecik’te Radar ve Füzelere Hayır İnisiyatifi İle Söyleşi
Kürecik’te faaliyete geçirilen radar ve yapılması planlanan füze rampaları ve erken uyarı sistemine karşı tepkiler büyüyor. Bölge halkı radar sistemine karşı bir mücadele örgütlüyor. Kürecikliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin çabalarıyla kurulan Kürecik’te Radar ve Füzelere Hayır İnisiyatifi derneğimizi ziyaret ederek, mücadeleleri hakkında bilgi verdiler ve 25 Martta düzenleyecekleri eyleme davet ettiler. Bu ziyarette, Kürecik’te Radar ve Füzelere Hayır İnisiyatifi sözcüleri ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
UİD-DER: Kürecik’te faaliyete geçirilen radar ve yapılması planlanan füze rampaları ve erken uyarı sistemine, Türkiye egemenleri neden ihtiyaç duyuyor?
Kürecik’te Radar ve Füzelere Hayır İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Hazar: Bir işçi bir fabrikada çalışıp ekmek parası kazanır. Bazı insanların kazançları da savaştadır. Başta ABD egemenleri olmak üzere, emperyalistlerin başlıca kâr kaynağı savaştır. Bölge halklarını birbirine kırdırıp, savaş malzemesi yapmak istiyorlar. Ya da silah satmaya çalışıyorlar. Akla gelebilecek ilk etken bu. Elbette ki ancak halklar birbirine düştüğünde, bunlar iktidar olabiliyorlar. İktidarlarını sağlamlaştırabiliyorlar. Meselâ, Türkiye son günlerde var gücüyle Suriye’de savaş kışkırtıcılığı yapmakta. Suriye’de “muhalefet” adı altında kim oldukları belli olmayan kişilerce çeşitli tertipler düzenlenmekte, olaylar çıkartılmaktadır. Biz bunların çok abartılı olduğunun farkındayız. Ancak kitle bu yolla kışkırtılmaktadır. Kürecik’teki radar da bunun hazırlığı olabilir. Suriye yerine İran’la çıkacak savaşın ön hazırlığı olabilir. Biz Kürecik halkı olarak ya da Malatya halkı olarak, bu hareketlerin üçüncü dünya savaşının da ilk kıvılcımları olabileceğini düşünerek kaygılanmaktayız. Bölge hızla büyük bir savaşa sürükleniyor. Bu savaşta, her zaman olduğu gibi en çok etkilenenler bizler, işçiler, köylüler, emekçiler olacaktır; bunun da farkındayız. Bu füze kalkanını alelacele yapmalarının nedeni, önümüzdeki birkaç ayda Suriye’de bir koridor açılacak olmasıdır. Irak’ta yapılanın aynısının Suriye’de yapılacağı söyleniyor. Bu, yakın zamanda savaşın çıkacağını gösteriyor. Bölge halkı olarak bir savaş istemiyoruz. Hiçbir halkla bir sorunumuz yok. Ancak diktatörler Türkiye’de olabilir, Suriye’de olabilir, İran’da olabilir. Bu bölgeyi diktatörler yönetiyor ne yazık ki. Bu diktatörlerin koltuklarını sağlamlaştırmalarının yolu halkları birbirine düşürmekten geçiyor. Bizler de bunun farkında insanlar olarak, gittiğimiz her kurumda, konuştuğumuz her platformda, katıldığımız her toplantıda bunu anlatmaya çalışıyoruz. Halkların bu haksız ve kirli savaşa alet olmaması için elimizden geldiğince, Kürecik halkı olarak, Malatyalılar olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bu sistem tamamlanırsa, Türkiye’yi ve bölgede yaşayan insanları nasıl etkileyecek?
Kürecik’te Radar ve Füzelere Hayır İnisiyatifi Sözcüsü İbrahim Duman: Bir kere, radyasyon çevre kirliliği yaratacak. Bölgemizde daha önce de radar sistemi vardı. Birçok ağaç türleri kurumaya başladı. Kanser vakaları belirgin bir şekilde arttı. 1990’lı yıllarda sistem kaldırıldı. Zannederim, Sovyetlerin yıkılmasıyla birlikte sisteme gerek kalmadı. Ancak bu seferki çok daha kirletici, çok daha güçlü bir tesistir. Birincisi radyasyon kirlilik yaratacak, biz bunu biliyoruz. İkincisi, bölgemiz savaşta ilk tahrip edilecek yerler arasında yer alacak. Suriye’nin, İran’ın, Çin’in, Rusya’nın tehditleri bunu gösteriyor. Bölge insanları bu konuda çok kaygılılar. Yarın, biz köyümüze gidemeyeceğiz mesela! O nedenle bizim halkımız elinden geldiği kadar, Malatya’da, Kürecik’te, İstanbul’da, Avrupa’da buna karşı olduğunu vurguluyor. Ama bu mesele sadece biz Küreciklilerin meselesi değil. Bu bütün Türkiye’nin, bütün insanlığın meselesidir. Bunu her yerde vurguluyoruz. Bu planları dünya çapında bir karşı koyuşla engelleyebileceğimizi, sistemi kaldırıp geri götüreceklerini ümit ediyoruz. Gelin birlikte sivil bir inisiyatif kuralım diye herkese çağrıda bulunuyoruz. Türkiye çapında birleşip ABD’ye karşı, NATO’ya karşı, savaşa ve çevre kirliliğine karşı birlikte mücadele edelim.Kürecik’te Radar ve Füzelere Hayır İnisiyatifi’nin çalışmalarından söz eder misiniz?
İbrahim Duman: Füze kalkanının kurulmasını ABD, İsrail ve onların Ortadoğu’daki işbirlikçileri uzun süreden beri istiyorlardı. Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılmasında Türkiye’ye bir rol biçiliyor. Arap Baharı dedikleri, şimdi yavaş yavaş kışa dönerken, Ortadoğu’daki çıkarlarını daha iyi koruyabilmek için Türkiye’ye bu rolü biçtiler. Neydi bu rol? Diğer ülkelerin durumu düşünüldüğünde bölgede en iyi işbirlikçi Türkiye’dir. Bu şekliyle ülke, bölgede bir savaş üssü haline getiriliyor. Biz de yöre halkı olarak ve yörenin bir kurumu olan Kürecikliler Derneği olarak bu duruma sessiz kalamazdık. Sessiz kalmamız, Küreciklilerin gelenek göreneklerine, dünya görüşüne ters bir şeydir. Bölgemizde bir savaş üssünün kurulmasına sessiz kalamazdık. Sonuçta bir savaş üssü kuruluyor. Bir HES olayından çok farklı bir şey. Buraya kurulmak istenen bir fabrika ya da yardım kurumu değil, insanların yaşamını etkileyecek bir sistemdir! Konu kamuoyunda özellikle tartıştırılmıyor, hiçbir şekilde halka bilgi verilmiyor. Biz gittiğimiz her yerde şunu soruyoruz: Ülkenin çıkarına olan bir şey ise neden bilgi dâhi verilmiyor? Kapalı kapılar ardında iki müsteşar anlaşma imzalıyor. Bölge halkının fikri sorulmuyor. Biz Kürecikliler Dayanışma Derneği olarak, ilk önce yöre halkıyla bir araya geldik. Halk kesinlikle böyle bir üssün kurulmasını istemiyor. Biz daha etkili bir ses çıkarmak için, İnisiyatifin daha etkili olması için sorunu tüm Türkiye’ye mal etmek, hatta uluslararası kamuoyuna mal etmek istiyoruz. Çalışmalarımız o şekilde yürüyor.
Kuşkusuz bu sorun yalnızca Kürecik’te yaşamını sürdürenler için değil, ülkedeki tüm emekçiler için tehdit oluşturuyor. Bu konuda çalışmalarınızı yaygınlaştırmak, duyarlılığı arttırmak ve güçlenmek için neler yapıyorsunuz?
İbrahim Duman: Bu sistem Malatya’da kurulacak dendi. Ondan sonra Kürecik üzerinde karar kılındı. İstanbul’daki Kürecikliler olarak bir araya gelip İnisiyatifi kurduk. İşin başını Kürecikliler Derneği çekti. Bazı televizyon kanallarına çıktık. Basın açıklamaları yaptık. Bazı milletvekilleri de katıldı. Daha sonra bölgeye gittik. 20-25 köy bir araya geldi. Köy köy, kaza kaza, tüm Malatya’yı dolaştık. İyi bir kalabalık topladık. 19 Kasım 2011’de 10 bin kişiyle bölgede bir miting yaptık. Sonra bir çadır eylemi başladı. Bu çadır eylemi oldukça ses getirdi. Çadır eylemi başlayalı bugün 148 gün oldu.
İstanbul’daki eylemimizin hedefi İnisiyatifi genişletmektir. Sadece Küreciklileri değil, diğer kurumları da katmak istiyoruz. Diğer kurumları bize yardımcı olmaya çağırıyoruz. Bu kurumlarla bir üst inisiyatif kurmak istiyoruz. Daha üst bir örgütlenme olarak beynelmilel bir inisiyatif kurmak istiyoruz. 25 Marttaki eylemimizde bir de mümkün olursa çadır kurmak istiyoruz.
Dünyada füze rampasının kurulmasına karşı verilmiş başka örnek mücadeleler var mı?
Kürecik’te Radar ve Füzelere Hayır İnisiyatifi Sözcüsü Asef Eligül: Füze kalkanı ilk önce Polonya’da kurulmak istendi. Polonya halkı oldukça güçlü biçimde karşı çıktı, kurulmasına müsaade etmediler. Ondan sonra Romanya düşünüldü. Oradan da büyük bir tepki aldılar. Amerika hükümeti diyor ki, “biz Türkiye’yi düşünmüyorduk, Türkiye hükümeti kendisi istedi. İlla gelin bizde füze kalkanı kurun, dedi.” Bir de diyorlar ki 2014’te Polonya’ya füze rampaları kurulacak. Bir de ondan sonra Romanya’ya kurulacak. Bir savaş çıktığında Türkiye savaşın tam ortasında olacak. Polonya ve Romanya’daki gibi mücadeleler verirsek, emperyalist füze kalkanı planları hayata geçemeyecektir. Bu nedenle isteğimiz, mücadelemizi uluslararası platformlara taşımaktır.
25 Martta Kadıköy’de yapacağınız eylemle ilgili bilgi verir misiniz?
Hüseyin Hazar: 25 Marttaki eylemimiz Kadıköy İskele Meydanı’nda saat 13.00’te bir basın açıklaması ve oturma eylemi şeklinde olacak. Bir çadır kurup daha uzun süre orada kalmak istiyoruz. Füze kalkanına karşı duyarlı tüm kesimleri, eylemimize davet ediyoruz. Diyoruz ki füze kalkanına karşı çıkmak bir insanlık görevidir.
Mücadelenizde başarılar diliyoruz, teşekkürler.
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...