
Bugünlerde Mersin’e bahar göz kırpmaya başladı. Güneş kendini gösterir, hafiften içimizi ısıtır oldu. Ağaçlar tomurcuklanmaya, mis kokulu çiçekler açmaya başladı. Kentin havası değişti. Doğa canlanmaya başlarken bizim de yaşamımız canlanmaya başladı. Kış günlerinin son bulup baharı karşılamaya başladığımız bugünlerde Newroz günü geldi çattı. Bu topraklarda yıllarca hiç yılmadan haklı bir mücadele sürdüren ve nice bedeller ödeyen Kürt halkı için Newroz, bahar bayramının yanı sıra haklı öfkelerini egemenlere haykırdıkları bir gündür. Bugün her yerde alanları doldurarak TC burjuvazisinden hesap sordukları bir gündür. Kaybolan eşlerinin, öldürülen çocuklarının, yakılan köylerinin, kitlesel imhaların, asimilasyon politikalarının hesabını sordukları bir gündür. Özgürlük mücadelelerinde direndiklerini göstererek hep birlikte ayağa kalktıkları bir gündür.
İşte bugün 20 Mart Pazar Newroz günü. Mersin bir başka uyandı bugün. Günler öncesinden Akdeniz Belediyesinin ilan tahtalarına “Newroz Piroz Be!” afişleri asılmış, hazırlıklar tamamlanmıştı. Sabahın erken saatleriyle birlikte Kürt emekçi kardeşlerimiz ve onların haklı mücadelelerini destekleyenler, miting alanına bir sel olup akmaya başladı. Mersin sokakları adeta bir bayram havasına büründü. Allı, pullu, rengârenk yöresel elbiseleriyle Kürt anaları, kızları ve çocukları coşkulu bir şekilde alana ilerliyordu. Hafif bir bahar yağmuruyla birlikte alan dolmaya başladı. Newroz ateşinin yakılmasıyla birlikte zılgıtlarla halaylar çekilmeye başlandı. Bir yandan coşkuyla halay çekilirken, bir yandan da sloganlar haykırılıyordu: “Newroz serhildane!”, “Newroz azadiye!”, “Newroz Piroz Be!”
MKM çocuk korosunun söylediği şarkıların ardından BDP İl Başkanı Cihan Yılmaz, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık söz alarak önce Kürtçe daha sonra Türkçe birer konuşma yaptılar. Sırrı Sakık konuşmasında hükümete, başbakana seslenerek, Kürtlerin dilini, kimliğini ve kültürlerini yok saydıklarını, sorun Kürtler olduğunda AKP, CHP ve MHP’nin birbirinden farkı olmadığını söyledi. Türklerin sahip olduğu haklar neyse Kürtlerin de bu haklara sahip olması gerektiğini vurguladı. Yapılan konuşmalar kitlesel alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde devam etti. Alandakilere anadilde eğitim, siyasi tutukluların serbest kalması, seçim barajının düşürülmesi gibi taleplerde bulunup bulunmadıklarını sordular. Alandaki Kürt emekçilerinin onayını aldılar.
Bizler de UİD-DER’li işçi ve öğrenciler olarak bu güzel günde on binlerin doldurduğu alanda Kürt emekçi kardeşlerimizle birlikteydik. Onlarla birlikte halaylar çektik. Söylenen türkülerle, halaylarla Newroz sona erdi. Uzun yıllardır olduğu gibi bu yıl da gördük ki Kürt halkı haklı mücadelesine sahip çıkıyor. TC burjuvazisinin inkâr ve imha politikalarına karşılık alanları doldurarak bu davadan vazgeçmeyeceğini gösteriyor. Bize düşen bu haklılığı tüm sınıf kardeşlerimize anlatmak, işçilerin birliğini sağlamaktır. Onlar özgür olana dek hep birlikte haykırmalıyız:
Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi!
Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği!