
UİD-DER’in sendikamızda yaptığı etkinliğe ben de bir liman işçisi olarak katıldım. Etkinlik ve etkinlik sırasında izlediğim görüntüler çok güzeldi. Özellikle Çel-Mer işçilerinin işgal görüntüsü beni çok etkiledi; çünkü direnişlerde işgal şart. Meselâ biz de limanda aylarca direndik. Tam zamanında yaptığımız limandaki vinç işgali bizi buralara taşıdı.
UPS direnişinde enternasyonal dayanışmanın önemini gördük. Normal bir dönemde UPS işçilerini, liman işçilerini kendi başına bıraksan, böyle direnişleri yapması mümkün değil. Ama sendika başkanlarımızın doğru yönlendirmesi, çadırımızı kuruşumuz, çadırda çayımızı içerken zaman içinde öğrenmemiz ve gerçek bir direniş yaşamamız bizleri başarıya götürüyor.
Etkinlikten sonra arkadaşlarla oturup çay içerken uzun uzun sohbet ettik. Gerçekten de bugün işçilerin en büyük düşmanı “bazı namussuz sendika bürokratları”. Aslında bazı işkollarındaki yöneticilerin yaptıklarını çok iyi görüyoruz. Orada örgütlü olan işçilerin bir bölümü onlarla baş etmeyi bilmiyorlar. Hele bazı işçiler var ki karnı tok diye hiçbir şey yapmıyor. İnsanların bir şeyler yapması için illa ki başına bir iş gelmesi gerekmez. Sadece işveren işten atınca akıl başa gelmemeli, ortak düşmanlara karşı her zaman örgütlenerek mücadele edilmelidir.
Bugün herhangi bir yerde çalışan bir işçi; koşulları düzelsin diye mücadele etmek istese bunu kim yapacak, nerede örgütlenecek? En basiti kendi işkoluna giren sendikaya gidip üye olacak. İşte işçinin Akkardan’da olduğu gibi bürokrasi tarafından mağlup edilmemesi için şu sendika kanunda değişiklik için mücadele etmeliyiz. Belki her şey hallolmayacak, ama TÜMTİS gibi mücadeleci sendikaların önü açılacak, bürokratlarla kavga başlayacak. Nasıl bir işyerine sendika girdi mi diğerlerine örnek oluyor, işte bu da örnek olacak. Mücadele eden tüm işçi arkadaşlarımı selamlıyorum.