Etkinliğimize gece vardiyasında çalışan arkadaşlarımızın yaptığı sıcacık çorbayı içerek başladık. Çorbayla birlikte yanan soba, ortamı daha da ısıttı ve çok güzel bir sohbet ortamı oldu. Direnişçi arkadaşlarımızdan biri şunları dile getirdi: “Bizim de zaten böyle bir şeye ihtiyacımız vardı. Burada çok güzel bir dostluk ortamı var. Bir araya gelmemiz çok güzel oldu.” Sohbet esnasında diğer direnişçi arkadaşlar da kararlılıklarını şu şekilde dile getirdiler: “İçerde bulunan sendikasız işçi arkadaşlarımızı da sendikalı yapmalıyız. Fabrikaya kaçak işçi sokan taşerona izin vermemeliyiz. Haklı mücadelemizin sonuna kadar arkasındayız.” Sohbetimizi yaptıktan sonra mücadeleyi anlatan işçi müzikleri dinledik. Derneğimizin işçi korosunun söylediği türkülere hep birlikte eşlik ettik. Bizler de UİD-DER’li deri işçileri olarak arkadaşlarımızla deneyimlerimizi paylaştık. Bu direnişin sadece onların değil sanayideki tüm deri işçilerinin direnişi olduğunu söyledik. Sonuna kadar yanlarında olduğumuzu dile getirdik.
Patronların saldırıları her geçen gün artarak devam ediyor. Biz işçiler bu saldırıların karşısında örgütlenmeden karşı duramayız. Bu saldırıların karşısında durabilmek için hem sendikalarımızda hem de UİD-DER gibi işçi kurumlarının çatısı altında bir araya gelmek gerekiyor. Ancak ve ancak bu şekilde birlik olabiliriz.