12 Haziran parlamento seçimlerine çok az bir süre kala gündemi düzen partilerinin milletvekili aday listeleri işgal etmiş durumda. İzlediğimiz her haberde, her tartışma ve yorum programında bu listeler tekrar tekrar konuşuluyor. Neredeyse başka bir olaydan bahsedilmiyor. Sanki dünya durmuş da bir tek mecliste hayat varmış gibi davranılıyor. Burjuva güçlerin gündemi kendi çıkarları doğrultusunda, kendi istedikleri şekilde nasıl oluşturduklarının açık bir örneği bu.
Adaylar arasında da kıyasıya bir yarış mevcut. “Dostluklarının” çıkar ilişkileri üzerine kurulu olduğunu unutan kimi adaylar yerini ve sırasını beğenmeyip istifa ediyor, kimisi listelerde olmadığı için küsüp gidiyor. Onlar “dostluklarını” böyle sürdüredursunlar biz olaylara işçi sınıfı penceresinden bakmalıyız. Ancak büyük bir çoğunluk bilinçsiz. Hal böyle olunca da biz işçilerin konuştukları konu da dönüp dolaşıp buraya geliyor. Daha önce işyeri sorunları, her geçen gün daha da kötüye giden yaşam koşulları üzerinden rahatlıkla konuşabildiğimiz işçiler şimdi burjuva kanatta bir taraf olma ihtiyacı içinde oluyorlar. Özellikle AKP ve CHP taraftarı işçiler tüm yaşadıkları sorunları unutup “partilerini” savunur duruma geçiyorlar. Her yeni dönem seçimlerinde bir umutla sandık başına giden işçiler her defasında hayal kırıklıkları ile bir sonraki seçimi bekliyor. Çeşitli vaatlerle iktidara gelen partinin isteklerimizi yerine getirmesini daha ne kadar bekleyeceğiz?
Düzen partilerinin bunu yapamayacağını yaşadıklarımız bize tekrar tekrar gösteriyor. Kurtuluşumuz ne CHP'nin, ne AKP'nin, ne de başka bir düzen partisinin verdiği sözlerle olacaktır. Bizler sadece sınıf gücümüze güvenmeli, kendi öz örgütlülüğümüzü güçlendirmeliyiz. Yıllardır bizi işsizlik kırbacı altında, sefalet koşullarında inim inim inleten patronlardan ve onların düzeninden hesap sorarak haklarımızı alabiliriz.
Düzen Partilerinin Vaatlerine Kanma, Kendi Sınıfının Gücüne İnan!