1 Mayıs’a günler kala çalışmalarımız iyice yoğunlaşmış durumda. UİD-DER’li işçiler olarak gündüzleri fabrikalarda çalışırken, akşamları da ev ziyaretleri yaparak, bültenlerimizi dağıtıyoruz. 1 Mayıs’tan bahsederek niçin alanlarda olmamız gerektiğini konuşup mitinge davet ediyoruz. Yaptıklarımız sadece bu da değil, çeşitli etkinlikler düzenliyor, filmler, belgeseller gösteriyoruz.
Bu etkinliklerden birini de işçi havzası olan Kıraç’ta yaptık. Derneğimizin hazırlamış olduğu “1 Mayıs Belgeseli”ni izledik. Çeşitli fabrikalardan gelen işçilerle beraber önce tanışıp çaylarımızı içtik, sonra da belgeselimizi izlemeye başladık. Belgesel, işçi sınıfının birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ın dünyada ve Türkiye’de nasıl hayat bulduğunu, bugünlere nasıl geldiğini anlatıyordu. Herkes pür dikkat izledi. Belgesel bittikten sonra da çayımızı yudumlarken sohbet ettik.
Aramızda ilk kez 1 Mayıs’a katılacaklar vardı. Duygularını aktardılar. Bir işçi, “ben böyle bilmiyordum” dedi. İkinci işçi, “arkadaşın dediği gibi olaylı görüntüleri görüyorduk ve bunlar da bize iyi bir şey gibi görünmüyordu” dedi. Üçüncü işçi, “Bunlardan haberim yok. Kimse de gel gidelim demedi” dedi. Bir Mayıs’a gitmeyenlerin ortaklaştıkları şey, hafızalarında kalanların televizyonlardaki çarpıtılmış haberler olması. Aslında önemli olan da diğer söylenenlerin yanında üçüncü işçinin söylediğidir. Biz işçiler güvendiğimiz bir arkadaşımız bize gelip 1 Mayıs’a gidelim dediğinde gideriz. O yüzden hiç ayrım yapmadan çevremizdeki arkadaşlarımızı 1 Mayıs’a davet edelim. 1 Mayıs’ı anlatalım.
YAŞASIN BİR MAYIS!