Karıştırdıkça koyulaşan bir sıvıya bakıyoruz. Fırçalar hazırlandı boy boy, kovalar ve merdiven de bekliyor kapının önünde. Bakıyoruz kovanın içindeki koyu saydam sıvıya, baktıkça koyulaşıyor, koyulaşıyor. Sonunda afişler serildi masanın üstüne, birimiz sayıyor afişleri tek tek, sonra sarıyor teslim ediyor yapıştıracak olana. Duvarlara yapıştırdığımızda 1 Mayıs’ın adını, heyecanlanırım, içim kıpır kıpır olur.
Herkes uyurken başladık şehrin sokaklarını ve caddelerini afişlerimizle donatmaya. Altgeçitler, duraklar, işçilerin izinin ve gözünün geçtiği yerlere özenle yapıştırdık sloganlarımızı: “1 MAYIS! HERKESE İŞ! İŞ GÜNÜ KISALTILSIN!” Uzayan iş saatlerinden bunalmış işine giden bir işçinin kafasına takılacak bu slogan biliyorum. “SENDİKAL, SİYASAL, DEMOKRATİK HAK VE ÖZGÜRLÜKLER İÇİN MÜCADELEYE!” Bu slogan da daha bilinçli işçilere seslenecek olmalı. Kostik azalıyor, afişler bitiyor. Birazdan işçilerle dolacak bu sokaklar ve caddeler. Biz ise bir görevi yerine getirmiş olmanın huzuru içinde onların arasına karışacağız.
1 Mayıs hazırlıklarımız devam ediyor. Bu aralar biz UİD-DER’li işçiler her yerdeyiz. Belki bir fabrika önünde 1 Mayıs bildirisi dağıtırken görürsünüz bizi, ya da durakta bülten dağıtırken, anket yaparken, duvarlara 1 Mayıs afişi asarken. Ama kuşkusuz en güzeli, bizi 1 Mayıs alanında görmeniz ve bizimle yürümeniz olmalı.