
Günler boyunca 1 Mayıs coşkusunu disiplinli, örgütlü ve gerçek sınıf bilincinin alana yansıtıldığı UİD-DER kortejiyle yaşamanın özlemini çektim ve heyecanını yaşadım. Ve sonunda özlemini çektiğim o gün geldi. Taksim Meydanı’na gerçekten örgütlü ve gerçekten disiplinli bir şekilde girmek, işçi sınıfının bu önemli mirasını en güzel şekilde yaşamak ve alana yansıtmak için kortejimizi oluşturmaya başladık. Hep bir ağızdan söylediğimiz marşlar, türküler eşliğinde heyecanımız ve coşkumuz giderek arttı. İşte gerçekten olması gereken buydu, gerçek 1 Mayıs coşkusu ancak böyle disiplinli ve coşkulu bir şekilde ve UİD-DER’le birlikte kıpkızıl bir coşkuya dönüşerek yaşanabilirdi. Sloganlarımız da adeta bu coşkunun ve güzelliğin özeti gibiydi: “Fabrikada biz, tarlalarda biz, hayatı yaratır ellerimiz!”
Hayatı yaratan ellerimiz bu kez 1 Mayıs coşkusuyla kenetlenmişti ve işçi sınıfının bıraktığı mirası en güzel şekilde alana yansıtıyordu. Bu güzel disiplin çevredeki insanların da ilgisini çekmişti; yanından geçtiğimiz bir işçinin arkadaşına dönerek “gerçekten çok düzenli ve güzel görünüyorlar” dediğini duyduk. Evet, gerçekten de UİD-DER’le yaşanan bu coşku ve güzellik çevremizdeki insanları da etkilemekteydi. Sloganlarımızla, marşlarımız, türkülerimizle bu coşkunun hiç bitmemesini istedim, bütün anları en güzel şekilde heyecanla yaşadım. Gün sonunda gerçek 1 Mayıs’ı yaşamanın mutluluğu ve tatlı bir yorgunlukla temsilciliklerimize geri döndük.
Evet, dostlar; 1 Mayıs işçi sınıfının büyük mücadeleler sonunda bizlere armağan ettiği, sınıfımız için anlamı ve önemi çok büyük olan bir gündür. 1 Mayıs’ı örgütlü, disiplinli, coşkulu kıpkızıl UİD-DER kortejiyle yaşamak, türkülere, sloganlara en coşkulu demden eşlik etmekse ayrı bir güzellikti. Bundan sonra da bu güzelliğin, bu coşkunun daha da büyümesi, daha çok sınıf kardeşimizin bu güzelliği yaşaması için çalışmalı ve mücadele etmeliyiz. Patronlara, onların yalanlarına, içinde bulunduğumuz sömürü düzenine inat, işçi sınıfının mücadelesine çok daha yukarılara taşımak için yorulmadan bıkmadan çabalamalıyız. Bu mücadeleyi, bu coşkuyu da ancak örgütlü bir şekilde mücadele ederek, daha kalabalık, daha coşkulu ve daha kızıl UİD-DER kortejinde daha yüksek demden yaşayabiliriz. İşçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı UİD-DER coşkusu ve disipliniyle yaşamak gerçekten güzeldi. Emimim ki bir daha 1 Mayıs’ı tekrar yaşamak için özlemle bekleyeceğim.
UİD-DER YÜRÜYOR, MÜCADELE BÜYÜYOR!
YAŞASIN 1 MAYIS! BİJÎ YEK GULAN!