Merhaba işçi dostlarım! Ben, Kuyumcukent’te altın takı imalatında çalışan bir işçiyim. Sizlere altın takı sektöründe çalışan işçilerin uzayan iş günlerinin yaşamlarını nasıl etkilediklerine dair iki küçük örnek vermek istiyorum. İmalat kısmını oluşturan atölye bloğunda çalışan işçiler dört duvar arasına hapsediliyorlar. Evet! Doğru okudunuz. Bir hafta boyunca evine gidemeyip işyerinde kalan bir işçi hafta sonunda eşi tarafından ziyaret edilmiş. Başka bir atölyede çalışan bir ağabeyimiz ise dört gün eve gidememiş. Evdeki beş yaşındaki kızı babasını görmek için ağlayınca annesi tarafından işçi ağabeyimizi görsün diye işyerine getirilmiş. Bu ve benzeri durumlar anlatmakla bitmez.
Biz işçilerin atölyelere, fabrikalara mahkûm edilmesindeki tek suçumuz örgütsüz oluşumuzdur. Biz işçilerin her geçen gün zorlaşan iş yaşamını değiştirmek için yapmamız gereken tek bir şey var: örgütlenmek. Çünkü ÖRGÜTLÜYSEK HER ŞEYİZ, ÖRGÜTSÜZSEK HİÇBİR ŞEYİZ!