
hav1.JPG [1]

hav3.JPG [2]

Belgeselin tüm hatlarıyla anlattığı o şanlı direniş, ulusal ve uluslararası mücadele deneyimlerinden 1970’li yıllara Türkiye’de nasıl girildiğini gösteriyor, belgeseli salondaki işçi arkadaşlar ilgiyle izliyordu. Belgeselin bitimine yakın, çıkarmamız gereken derslerin altı bir kez daha çiziliyor, kızıl bir alev gibi alana akan UİD-DER kortejiyle işçi sınıfının ihtiyaç duyduğu sınıf örgütünün adresi gösteriliyordu.
Belgeselin bitimiyle bir ara verip çaylar içilmeye, sohbetler edilmeye başlandı. Ardından yerlerimizi alıp sohbeti hep birlikte etmeye ve kendi kürsümüzde, sınıfımızın kürsüsünde sınıfımızın sorunlarını konuşmaya başladık. 40 yıl önce işçilerin sendikalarına sahip çıkmak için gösterdikleri büyük direnişin nasıl geri çekildiğini tartıştık. Kemal Türkler’i, işçilerin dosta düşmana karşı bir araya gelerek oluşturduğu gücü uzun uzun konuştuk. Bir de sendika bürokratlarının bugün mücadeleyi nasıl gerilettiğini dillendirdiğimizde, işçilerin darbenin meydana getirdiği ölü toprağını üstünden atabilmesinin ne kadar aciliyet taşıdığını hep birlikte gördük. Bir işçi arkadaş, Türkiye’de en büyük sorunun sınıf sendikacılığının yaratılamamasının olduğunu, sınıf içinde, fabrikalarda, atölyelerde birim birim örgütlenmemizin ne kadar önem taşıdığını söyledi. Başka bir işçi arkadaş ise medyanın işçilerin gözlerini kör ettiğini söyledi. Bunun üzerine derneğimizden bir arkadaşımız işçi sınıfı basınının okunması, okutulması, sahip çıkılması ve güçlendirilmesi gerektiğini anlattı.
Başka bir işçi arkadaş ise bürokrat sendikacılığın bir örneğini vererek, günümüzdeki en büyük sorunlardan birine değindi. Bu etkinliği gerçekleştirmek üzere, yıllarca aidat ödediği Türk-İş Bölge Temsilciliğinden yer istemeye gittiğinde, sendikanın yeni boyandığını ve bu nedenle veremeyeceklerini söylediklerini anlattı tüm işçi arkadaşlara. Bir işçi sendikasının kapısını işçilere ve eğitim etkinliklerine kapatması gerçekten de günümüz sendikacılığının aldığı boyutu gözler önüne sermektedir.
Ev temizliklerine giderek ekmeğini kazanan bir kadın emekçi ise UİD-DER’in etkinliklerine katıldıktan sonra büyük bir öz güven kazandığını, sabah 8’den akşamın geç saatlerine kadar çalışırken şimdi 5’te evinde olduğunu, mücadele etmenin, mücadeleci kadınların varlığının güzelliğini bizlerle paylaştı.
Bu güzel sohbetlere işçi sınıfının türküleriyle renk katan arkadaşımızın söylediği ezgiler ile son verdik. Bir daha ki etkinlikte görüşmek üzere tüm işçi arkadaşlarımızla vedalaşarak etkinliğimizi bitirdik.