Özsoy İnşaat, akaryakıt istasyonu ve turizm alanında faaliyet gösteriyor. Devletin Dünya Bankası’ndan aldığı kredi ile okul güçlendirme inşaatlarının ihalesini almış ve bu alanda alt taşeron inşaat firmalarına iş veriyor. Taşeron şirket işçilerin büyük bölümünün sigortasını yapmamış. Sigortasını yaptığı işçilerin primlerini eksik göstermiş. Bu taşeron firmalardan biri olan Gürsoy firmasının çalıştırdığı işçiler ücretlerini alamadıkları için asıl işveren olan Özsoy firmasının önünde eylem gerçekleştirdiler. Aylar önce inşaat sürerken ücretlerinin ödenmemesi üzerine iş bırakan işçiler asıl işverenin ödeme yapacağına dair söz vermesi üzerine ücretlerini iş bitince almak üzere işe devam etmişler. Ancak işin bitmesinin üzerinden 6 aydan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen şirket hâlâ işçileri ödeme yapacağını söyleyerek sürekli oyalıyor.
20 Haziran günü ellerinde dövizler ve sloganlarla Özsoy firmasının Ümraniye’deki yerine gelen işçiler şirketin müdürleriyle görüşme yaptılar. Dövizlerde “Hak Verilmez Alınır, Zafer Sokakta Kazanılır”, “Taşeron İşçiler Köle Değildir”, “Alınterimiz Kurudu”, “Direnen İşçiler Kazanırlar”, “Direne Direne Kazanacağız” yazıları dikkat çekiyordu. Önce patronun geleceği söylendi ve işçiler bekletildi. Bir işçi gelen şirket temsilcisine “Biz haraç kesmiyoruz, sadaka istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz” dedi. Sonra şirketle yapılan görüşmede paralarının verilmeyeceği söylendi. Bunun üzerine işçiler firmaya ait benzin istasyonunun girişine gittiler ve yan yana dizilerek istasyon girişini araç trafiğine kapattılar. Sonrasında hemen polis peyda oldu ve sanki patronlar işçilere hakkını ödemezken yasaları çiğnemiyormuş gibi bunun yasadışı olduğunu belirtti. Bunun üzerine işçiler tek aracın geçebileceği şekilde yolu açtılar.
Öğle vakti işçiler kendi aralarında para toplayıp yiyecek aldılar ve benzinliğin girişine gazeteleri serip oturarak ortak sofrada yemek yediler. Gün içinde birkaç kez işçilerin arasından belirlenen bazı temsilciler firma ile görüşmeleri tekrarladı ve yine paralarının verilemeyeceği söylendi. İşçilerden biri elindeki dövizi göstererek “Dövizi görüyor musunuz? Burada ne yazıyor? Ölmek var, dönmek yok!” diye seslendi.
Firma yönetimi tarafından çağrılan 2 büyük çevik kuvvet minibüsü çoktan firmanın önüne park edilmişti. Gün içindeki görüşmelerde istedikleri sözü işverenden alamayan işçiler ertesi gün tekrar toplanma kararı alarak dağıldılar. Eyleme üç işçinin yakınları, iki eski Saphire direnişçisi, UİD-DER ve ÖDP destek verdi.
Hakkımızı ancak birlik olarak alabiliriz. Kazanmanın yolu bu birlikteliği ailelerin ve diğer sektörlerden işçilerin de katılımıyla güçlendirmek ve etkin bir işbölümü yaparak direnişin sürekliliğini sağlamaktan geçiyor.
Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!