UİD-DER Aydınlı temsilciliği olarak, hayatını mücadeleye adamış Kemal Türkler’in yaşamını anlatan bir belgeseli işçi dostlarımızla birlikte açık havada izledik.
Belgeseli izlerken şunu söyledim kendi kendime; “bir o zamanın sendikacılarına bak, bir de bu zamanın…” İşçilerin sendikalara olan güvensizliğine, başarısızlıklarla biten direnişlere sebep olan bugünün köhnemiş, bürokrat sendikacıları. Bugünün sendikacılarının birçoğu işçi sınıfından kopuk, patronlar sınıfıyla birlikte hareket edebiliyor, uzlaşarak işçileri mücadeleden alıkoymaya ve hatta işten atmaya bile çekinmiyorlar. Oysaki Kemal Türkler işçilerin her mücadelesinde onların yanında olmuş, onlarla birlikte mücadele etmiş, işçi olduğunu unutmamış ve her zaman, korkusuzca, patronların ve dönemin hükümetlerinin her türlü baskısı karşısında dimdik durmuştur.
İzlediğimiz belgesel bir sendikacının nasıl olması gerektiğini, sınıf sendikacılığının ne demek olduğunu ve nasıl mücadele edilmesi gerektiğini bizlere çok net olarak anlattı. İşçiler olarak belgeselden birçok ders çıkarmamız gerekir. Unutmayalım ki, sendikalar işçilerin mücadele örgütleri olmalı. Sendikalarımıza üye olmalı, denetlemeli ve onlara sahip çıkmalıyız. Yıllardır oradaki koltuklara çöreklenmiş sendika ağalarını ancak ve ancak bunu yaparsak ve birlikte mücadele edersek def eder ve sendikaları bizlerin mücadele örgütleri haline getirebiliriz.