
Türkiye’de her yıl maden ocaklarında onlarca işçi iş cinayetine kurban gidiyor. Ama her ne hikmetse bu ölümler karşısında hiçbir şekilde önlem alınmıyor. Nasıl oluyor da bu kadar ölümlü iş kazası olan madenlerde önlem alınmıyor? Cevabı çok basit, daha fazla “kâr”.
Geçtiğimiz günlerde Zonguldak Dilaver mahallesinde kaçak işletilen bir maden ocağında göçük meydana geldi. 17 yaşındaki Abdullah Basatlı isimli genç işçi maden ocağının tavanından düşen 600 kiloluk kayanın altında kaldı ve oracıkta can verdi. Daha 17 yaşında ömrünün baharındayken hayata gözlerini yumdu Abdullah. Abdullah belki de ailesinin zor koşullarda olmasından dolayı işe başlamıştı. Evine ekmek götürmek istemişti. Belki de okulu için para biriktiriyordu. Ama patronların kâr hırsına yenik düştü. Bir iş cinayetine kurban gitti. Peki o tavandaki kayaların altına destekler yapılarak bu göçük engellenemez miydi? Tabii ki de engellenirdi. Ama patron üç beş kuruşun hesabını yaparak, daha fazla kâr elde etmek isterken Abdullah’ın canına kıydı.
Patronlar sınıfı biz işçilerin üzerinden, bizim canlarımız üzerinden kârlarını daha fazla arttırıyorlar. Onlar için bir işçi, iki işçi ölmüş hiç önemli değil. Yalnız kârlarını düşünüyorlar. Biz işçiler patronlara kâr getirdiğimiz sürece onlar için değerliyiz. Bizim kemiklerimizle kurdukları saraylarda onlar keyif çatmaktalar. Bizlerse yoksulluğun, sefaletin içinde sürünüyoruz. Eğer tüm yapılan haksızlıklara karşı gelmezsek, birleşmezsek, örgütlenmezsek sonumuz hiç de Abdullah’tan farklı olmayacak.