
mersin2_3.jpg [1]

Maddi sıkıntılar da baş göstermeye başlamıştı tabii. Şimdilerde pek görülmüyor direnişçi işçilerin haftanın 7 günü, günün 24 saati çadırda direnmesi. Böyle çaresizce beklenecekse ne yapacaklardı o çadırda 7 gün 24 saat? Sonunda yumruklar sıkıldı ve sorgulanmaya başlandı. Ne yapılacaktı? Bu mesaiye kalma sorunu nasıl aşılacaktı?
Çalışan işçilere düşüyordu iş; hem direnen arkadaşları için hem de kendileri için bu işe artık bir son vereceklerdi. Ve haftalar süren çaba sonucu mesai sorunu da direnişçi işçilerin lehine karara bağlandı. Günlerdir bekleyen işçiler bu işin beklemekle ya da oturmakla çözülemeyeceğini çoktan anlamıştılar. Onlar hiçbir vaade boyun bükmeyecekti artık. Sabah servislerin önüne geçip arkadaşlarına neden mücadele ettiklerini ve neye ihtiyaçlarının olduğunu anlatmaya başladılar. Akşam yönetim bölümünün servislerini protesto ederek “buradayız, gözleriniz o siyah camların ardından bakmasın artık, görün ayağa kalktık” dediler. Sonra işçi servislerini alkışlarla, ıslıklarla uğurlayarak tohumun filizlendiğini gösterdiler.
Şimdi umutlar daha taze, yürekler coşkulu, gözlerde kararlı bakışlar. Mücadelenin başarıya ulaşması için adımlar atıldı ve bu uzun yolda atılacak adımların altı örülmeye başlandı. Liman işçilerinin bu onurlu mücadelesinde onlarla birlikte olmak, bir yol daha açmak ve bu direnişin başarıya ulaşabilmesi için bir taş daha koyabilmek için liman işçileriyle dayanışma daha da büyütülmelidir. Uluslararası Mersin Limanına sendikaların uluslararası destek vermesi sağlanmalıdır. Gerçek sınıf dayanışması ancak direnişçi işçilerin yüreğindeki coşkuyu, kararlılığı ve eylemliliği paylaşıp büyütmekle gerçekleşebilir.
LİMAN İŞÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR!
YAŞASIN İŞÇİLERİN ULUSLARARASI MÜCADELE BİRLİĞİ!