30 Ekim Pazar günü Sarıgazi’de gerçekleştirdiğimiz etkinliğimize birçok sektörden işçi arkadaşlarımız katıldı. Slaytlar eşliğinde yapılan sunumda kapitalizmin insanlığı nasıl da yok ettiği anlatıldı. Kapitalizm savaş, açlık, yoksulluk demektir. Doğanın yıkımı demektir. Patronlar tatlı kârlarının peşinden koşarken, planladıkları savaşlarla çoluk çocuk demeden bombalar altında binlerce insanın yitip gitmesi demektir. İnsanlık için kötü olan ne varsa hepsinin birer birer yaşanması demektir.
Sunuma şiirler ve söylediğimiz şarkılar eşlik etti. Etkinlik sonunda çaylarımızı yudumlayarak sohbet ettiğim birkaç arkadaşım çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüleştiğinden, işsizliğin alıp başını gittiğinden, aldıkları maaşın yetersizliğinden bahsetti. Bu sistemin hem kendilerine hem de insanlığa ne bir gelecek ne de bir umut vaat ettiğini söylüyorlardı. Silaha harcanan paraya karşı insan hayatının değeri bir hiç diyorlardı. Oysaki etrafımızda gördüğümüz tüm güzellikleri fabrikalarda, atölyelerde bizler üretiyoruz. Her yerde varız. Ama tüm bu güzelliklerden yararlanamıyoruz. Hatta her depremin ardından göçük altında kalıyor, can veriyoruz.
Sohbetimizin sonunda sözü fabrikalarımızda, işyerlerimizde yürüteceğimiz mücadeleye bağladık. Derneğimizin çalışmalarına, etkinliklerine ya da mücadeleye daha önce katılmamış birçok işçi arkadaşımız, ben de dâhil, ne kadar bahtsız, talihsiz olduğumuzu düşünüyorduk. Çoğu zaman yaşadığımız sıkıntıların yalnızca kendimizden kaynaklandığını zannediyorduk. Hayat işte bu, daha başka ne bekleyebiliriz ki diyoruz. Kötünün içinde yaşadığımız için iyiyi hayal bile edemiyoruz. Oysaki bir farkına varabilsek ve gücümüzün birliğimizden geçtiğini anlayabilsek, işte o zaman insanlık yok oluşa değil daha mutlu, yarınlarından kaygı duymadan yeni ve güzel bir hayata doğru yol alır.