
Van’da olan deprem yüreklerimizi, ciğerlerimizi parçalarken, ırkçı, şoven saldırganlık devam ediyor. Van depremiyle birlikte insanlıklarını kaybetmiş olanları görmüş olduk. Bu durum çok acı bir tablo. Bir insan depreme, enkaz altında kalanlara sevinir mi? Yardıma muhtaç olan insanların şiveleriyle, söyledikleriyle dalga geçer mi? Depremi, kim enkaz altında çığlıklarıyla kurtarılmayı beklemeyi kim ister? Ve bu nasıl insanlıktır ki Van’daki insanların ölümü ve çektikleri acılar karşısında oh olsun diyebiliyorlar? Bu insanlar nasıl böyle konuşabiliyorlar? Bu ırkçı faşist yaklaşım insanlara ağzından zehir saçtırıyor.
Burjuva zihniyetin beslediği faşistler depremi fırsat bilip kusuyorlar nefretlerini. Medyada yalan yanlış haberler insanları hepten körüklemeye yetiyor. Bu deprem başka bölgede de olabilirdi. Sırf Van’da Kürtler olduğu için bu kadar acımasızca saçma sapan yorumlar yapıyorlar insanlar. Yapılan yardımların yetersizliği nedeniyle insanların yardım malzemesi taşıyan kamyonları durdurup ihtiyaç duydukları şeyleri almaya çalışmalarının adı da yağma oluyor. Sanatçılar, zenginler seferber olmuşlar depremzedeler için, ama yaralar nedense sarılamıyor. Kurtlar sofrası kurulmuş, planlar yapıyorlar. Türk işçileri olarak Kürt kardeşlerimizin yaralarını saralım. Irkçı, şoven yaklaşım egemenlerin ekmeğine yağ sürmek demektir. Biz emekçi insanlarız, acılara sevinecek kadar vicdansız, duygusuz, onursuz olamayız. Irkçı zihniyete kanmayalım, Van’daki kardeşlerimize yardım etmemiz ve dayanışmayı yükseltmemiz gerekir. Eğer kin ve öfkemizi kusacaksak bunu Kürt kardeşlerimize değil, hep birlikte patronlar sınıfına karşı kusmalıyız.