
Merhaba dostlar, direnişimizi sekiz aydır sürdürmekteyiz, patronun türlü oyunlarına yenilmeden direnişimize devam etmekteyiz.
Sendikalaşma sürecinden önce bilinçsiz birer işçiydik. Gece gündüz molasız, dinlenmeden saatlerce çalışıyorduk. Gecemizi gündüzümüze katarak çalışmamız, patronun sermayesini yükseltmekten başka bir işe yaramıyordu. Bırakın izin günlerimizi kullanmayı hasta olduğumuz zaman bile izin almaya korkuyorduk. Sendikalaşmaya başladıktan sonra hakkımızı arayıp sormayı öğrendik. Sendikalı bir işyerinde çalışan işçiler altı ayda bir sağlık muayenesinden geçiyorlar ve vizite alıp sağlıkları için muayene oluyorlardı. Kampana’da şu an çalışan arkadaşlarımız her geçen gün sağlıklarının bozulduğunu fark edip sağlık muayenesinden geçmeye karar verdiler. Senelerdir deride çalışan arkadaşlarımız kimyasalların ve kanserojen maddelerin içinde neredeyse hayatlarını kaybedecek duruma gelmişlerdi. Genelde astım hastası olan arkadaşlarımız birçok meslek hastalığına yakalandıklarını öğrendiler. Ciğerlerinden ve kalbinden rahatsız olan bir arkadaşımız açık istirahat almıştı. Bunun üzerine rapor alan arkadaşlarımızın işe gelmemesi sonucu üretimde yavaşlama oldu. Bundan rahatsız olan patron, arkadaşlarımızın sağlık taramasından geçtiği hastaneyi arayarak bunun bilinçli bir şey olduğunu ve işçilerin hiçbir rahatsızlığı olmadığını söylemiş. Patronun yandaşı işçi düşmanı olan muhasebeci, doktoru arayarak “sen bu işçilere neden rapor veriyorsun?” dediğinde “sen benim işime karışamazsın, işimi senden mi öğreneceğim” cevabını almıştı. Bunun üzerine patron sıradaki oyununu devreye soktu ve raporların sahte olduğunu iddia etmeye başladı. Senelerdir gece gündüz işçileri sömüren patronun, tek düşüncesi sermayesinin büyümesiydi. Makinelere işçilerden daha çok değer veren patron bir makine arızasında hemen yaptırıyor, ama işçi hasta olunca umurunda bile olmuyor.
Meslek hastalıkları ve işçi sağlığını önemsemeyen patron, örgütlü işçilere bir kez daha yenildi. İçerideki ve direnişteki işçilerin örgütlülüğü ve bir arada davranması bir kez daha patrona geri adım attırmış oldu.
Örgütlüysek her şeyiz örgütsüzsek hiçbir şey!