Patron, İzmir’den İstanbul’a sürgün ettiği arkadaşlarımıza kalacak yer göstermediği için ilk gün fabrikada yatmışlardı. Daha sonra, örgütlü oldukları Deri-İş sendikası onlar için bir ev kiralamış ve orada kalmaya başlamışlardı. Patronun bu kötü niyetli oyunları işçileri yıldıramamıştı. Patron işçileri yıldıramayınca, işyerini işgal ettikleri gerekçesiyle o gün istirahatlı olan iki arkadaşımız dışındaki 36 işçiyi tazminatsız işten atmıştı. Atılan işçiler 14 Ekim tarihinde İzmir’deki eski fabrikalarına geldikleri gibi kitlesel bir uğurlamayla gönderilmişti. Rahatsızlıkları nedeniyle istirahatlı olup işten henüz atılmamış iki arkadaşımız da gitmişti. İzmir’de, atılan işçilerin de katılımıyla 39 işçi onurlu mücadelelerine devam etmekteler. Meslek hastalıklarından dolayı rapor alan iki arkadaşımız 13 Kasım akşamı İstanbul’a gelerek bir deri işçisinin evine yerleştiler. Arkadaşlarımızdan biri kadın ve ablasıyla eniştesi onu yalnız bırakmamak için üç yaşındaki çocuklarını da alarak onunla geldiler. Bu arkadaşımızın eniştesi “mücadelemize burada kazanana kadar devam edeceğiz” diyerek direnişimize katıldı. 14 Kasım sabahı işe başlayan işçiler sürgün edilmelerine rağmen yüzlerindeki inanç ve cesaretle, “bu onurlu direnişimizi kazanana kadar mücadeleye devam” diyerek işbaşı yaptılar. Öğle molasında içerdeki sendikalı arkadaşlarımızla birlikte sürgün edilen iki arkadaşımızı da görmek biz Kampana direnişçileri için moral oldu. Tüm zorluklara rağmen mücadelemiz sürüyor.