Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Gündem > Sağlık Bakanlığı’ndan “Teknik Küçük Müdahaleler”

Sağlık Bakanlığı’ndan “Teknik Küçük Müdahaleler”

Sefaköy’den bir sağlık işçisi

24.11.2011

Hükümet sağlıkta icraatlarına devam ediyor.  Hatırlanacağı gibi 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren Tedavi Katılım Payı Uygulaması getirilerek “gereksiz ilaç alımının önlenmesi” bahanesiyle sağlık kuruluşlarında katkı payı arttırılmıştı. Arttırılan katkı payı, “ilaç israfını” önlememiş olacak ki hükümet yeniden katkı payını artırma derdinde!

Sağlık Bakanı şöyle diyor: “3 liralar, katkı parasının 1 lira artırılması gibi birtakım teknik küçük müdahaleleri bundan sonra da yapacağız.” Anlaşılan bu son değil “teknik küçük müdahaleler” yapmaya devam edecekler. Amaçlarının, kamuya para toplamak değil, sağlık ekonomisini doğru bir zemine oturtmak ve “israfı önlemek” olduğunu söylüyor bakan!

“Meselâ neyin israfını?” diyerek kendi sorduğu soruya cevap veriyor Bakan Akdağ: “Bizim acillerimize inanılmaz gereksiz başvuru var. Yani toplam hastane başvurularının yüzde 30’a yakını acil başvurusu haline geldi. Acilde para almıyoruz çünkü. İkincisi de mesai sonrasında... İki sebebi var. Yakında muhtemelen şunu yapacağız; ekonomi yönetimimizle bunu konuştuk, acile gittiğinizde eğer hiçbir işlem, bir müdahale gerekmemişse, gözlem altına alınmamışsanız, yatmamışsanız, sadece reçete yazılıp gönderildiyseniz, 5 TL olan ve 6 TL’ye çıkarmayı planladığımız katkı payını yine alacağız.” 

Sanki bizler, canımız sıkıldığı için acillere başvuruyoruz! Asgari ücretin 650 TL olduğu bir durumda, üç beş kuruşun hesabını elbette yapmak zorunda kalıyoruz.  Bunun için ücretsiz olan acillere başvuruyoruz. Hastanelerin acillerine mesaiden sonra başvuruların çok olmasını, patronların sözcüsü Akdağ gayet iyi biliyor. Mesai saatleri içerisinde, hasta olmuşsanız izin yasak! Mecburen iş çıkışı gidebiliyoruz, o zaman da poliklinikler kapanmış oluyor. Haliyle hastanelerin acillerine gidebiliyoruz.

Yeni uygulamaya göre hastalar, devlet hastanelerinde muayene olduğunda artık 5 TL yerine 6 TL, özel hastanelerde 13 TL yerine 14 TL katılım payı ödeyecek. Muayene olmuş, bir de doktor reçete yazmışsa 3 TL reçete ücreti alacaklar. Yani reçete yazıldıysa Aile Hekimliğinde 3 TL, devlet hastanelerinde 9 TL, özel hastanelerde 17 TL ödenecek. Doktor hastalığımızın tedavisi için 3 kutudan fazla ilaç yazmışsa kutu başına ekstra 1 TL ödeme yapacağız. Katılım payları emeklilerin maaşlarından kesiliyor. Çalışanların ise eczanede ilaç alırken cebinden çıkıyor. Eczaneye ilacın %20’lik kısmını da ayrıca ödemeye devam ediyoruz.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de devlet ilaca yılda 15 milyar TL harcama yapıyor. Bu gidişle de ilaç harcamalarının 2020’de 30 milyar TL’ye çıkacağı söyleniyor. Bu parayı da topladığı katkı paylarından çıkarmayı hedefliyor devlet. Sanki dünyanın sigorta primini ödeyen biz değiliz de devlet cebinden veriyor bu paraları! Sağlık hizmetinin ücretsiz sunulması bizlerin en doğal hakkıdır. Biz işçilerden kesilen vergiler, primler bu hizmetlerde kullanılmayacak da nerelerde kullanılacak? Sahi bizlerden toplanan vergiler nerelerde kullanılıyor? 

Bizlerden toplanan vergiler, yatırım teşviki adı altında patronların kasalarına aktarılıyor. Biz işçilerin örgütsüzlüğünden faydalanarak devlet bu hakkı kendinde görebiliyor. Bizler bir araya gelip mücadele etmedikçe patronlar ve onların devleti haklarımızı gasp etmeye devam edecek.

Ücretsiz sağlık hakkı için mücadeleye!

  • Gündem [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/saglik_bakanligi%E2%80%99ndan_%E2%80%9Cteknik_kucuk_mudahaleler%E2%80%9D.htm

Links
[1] https://uidder.org/koseler/gundem