Türkiye ekonomisinin sürekli büyümesinden böbürlenen patronlar sınıfı ve hükümet, sıra bu büyümeden işçilere düşen paya geldiğinde mevcut hakların fazlalığından dem vurmaktadır. Oysa bu söylemler ikiyüzlülüğün ifadesidir. Gerçekliğe bir göz attığımızda karşımıza milyonlarca işçinin açlık sınırının altında bir ücretle, hiçbir iş güvencesi olmadan, oldukça ağır şartlarda çalıştığı ve yine milyonlarca işçinin işsiz olduğu çıkıyor. İş kazalarında da Avrupa’da ikinci sırada olan Türkiye, böylelikle iş güvenliği alanında da gerilerdedir. İşte bu zor ve ağır şartlarda çalışan işçileri daha fazla sömüren patronlar sınıfı zenginliklerine zenginlik katıp sürekli büyümektedirler.
Gözlerini kâr hırsı bürümüş patronlar sınıfının örgütleri kafa kafaya verip yeni bir saldırı paketi hazırladılar. İçerisinde TOBB, TUSKON, TÜSİAD, TİSK, MÜSİAD gibi işveren örgütlerinin bulunduğu tam 29 kuruluş “Ulusal İstihdam Stratejisi” adı altında işçilerin mevcut haklarını yok eden ve daha da güvencesiz bir çalışma ortamını hayata geçirecek saldırı paketini AKP hükümetinin önüne koydular.
UİD-DER Gebze temsilciliğimizde düzenlenen seminerde, işte bu saldırıların işçiler açısından ne anlama geldiği ve buna karşı işçilerin neler yapması gerektiği anlatıldı. Bu saldırı paketinin hükümet sözcüleri tarafından nasıl sihirli sözlerle aktarıldığı, ama asıl içeriği bakımından Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşundan beri işçi haklarına yapılan en kapsamlı saldırılardan biri olduğu vurgulandı. Esnek çalışmanın yaygınlaşmasını, kölelik bürolarının açılmasını, deneme süresinin 4 aya çıkartılmasını, bölgesel asgari ücrete geçilmesini, kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasını amaçlayan bu saldırı paketi karşısında sessiz kalmamamız gerekiyor. Sendikalar ise şu ana kadar esastan bir tepki göstermiş değiller. Bu saldırıya karşı mücadele etmek ve sendikaların tabanlarında da bir basınç oluşturmak gerektiği vurgulandı.
Birçok sektörden işçinin katıldığı seminerimizin ikinci kısmı soru-cevap şeklinde gerçekleşti. Bu bölümde birçok işçi arkadaş söz alarak gerek sorular sorarak gerekse de düşüncelerini paylaşarak katkıda bulundu. Evet, patronlar sınıfı örgütlü bir şekilde hareket ederek yeni saldırı hamlelerini yapmaya hazırlanıyorlar. İşçi sınıfının birçok hakkını ortadan kaldıran ve kölece çalışma koşullarına iten bu saldırı hamlelerine işçiler ancak örgütlü bir güç olarak karşı durabilirler. Avrupa’nın birçok ülkesinde patronların saldırısına işçiler genel grevlerle, miting ve gösterilerle cevap veriyorlar. Bizler de birleşik bir mücadeleye girişmeliyiz.