Merhaba işçi kardeşlerim, ben petrokimya sektöründe çalışan bir işçiyim. 16-24 vardiyası çıkışında serviste işçi arkadaşlarımla aramızda geçen sohbeti sizlerle de paylaşmak istiyorum. Birkaç işçiyle başlayan sohbetimizin konusu iş kazalarıydı.
Bir işyerinde neden iş kazaları olur? Bu soruyu ortaya atan arkadaşımız bir tartışmayı da başlatmış oldu. Bir işçi arkadaşım şöyle cevap verdi: “Aslında iş kazalarının çoğu dikkatsizlikten oluyor. Kendimizi işe veremiyoruz.” Başka bir arkadaşım; “Olur mu ya? Dikkatsizliktenmiş, üç kuruş para alıyoruz geçim derdinden adamda kafa mı kalıyor? Çocuk okul harçlığı istiyor utanıyorum ya! Ay sonunu getiremiyoruz.” Son zamanlarda bizim işyerinde de iş kazalarında hızlı bir artış var. Parmak kopmaları, yanıklar ve kesikler yaşanıyor. Servisin ön taraflarından bir işçi ablamız, “bence iş kazaları işçiden kaynaklı değildir. Patrondan kaynaklıdır. Kaliteden dem vuran patronlar biz işçileri antika makinelerde son sürat çalıştırıyorlar ve kaliteli üretim istiyorlar. Bu tempoya kendini kaptıran biz işçiler de robot değiliz ya! Bir zaman sonra, tempomuz düşer düşmez başımızda bir ses: ‘Hadi hadi biraz daha hızlı.’ Al işte, iş kazasına davet çağrısı da geldi.” Bu işçi ablam aslında ne kadar güzel özetledi iş kazalarını. Ağzına sağlık işçi ablam ne güzel konuştun demek geldi içimden.
Genç işçilerden biri, “ben anlamıyorum bu düzeni, her türlü elverişsiz ortamda çalışmaya zorlanan biz işçileriz, bir iş kazası olduğunda işten atılmaktan korkan yine biziz. Bu korku nedendir bilemiyorum.” Eskilerden bir işçi abimiz de yaşadığı deneyimlerden süzerek, genç işçi kardeşime döndü. Bak genç, aslında hiçbir işçi bundan korkmaz ama kendisini bir yere koyamadığı için meselâ örgütlü olamadığı için korkuyor olabilir’’.
İneceğim durağa geldim. Benden sonra işçi arkadaşlarım sohbete devam ettiler mi bilmem ama şu bir gerçek ki iş kazaları biz işçilerden kaynaklanmıyor. İş kazaları patronların dayattığı aşırı üretim temposundan ve gerekli güvenlik önlemlerini almamalarından kaynaklanır. İş kazalarına dur demek de biz işçilerin elindedir. Biz işçiyiz, biz üreteniz, biz olmasak patronlar bir hiçtir. Bunu bilelim; önce kendimize sonra örgütlü gücümüze güvenelim.