Bu düzen içinde sağlıklı olmak, sağlıklı kalmak çok zor. Çalışma ve yaşam koşullarımızdan yediğimiz yemeklere, yaşadığımız evlerden giydiğimiz kıyafetlere, mahallelerimizin içine bile giren baz istasyonlarına kadar her şey bizleri hastalık riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Hastalıkların “tedavisi”yle ilgili de devasa bir pazar ve bu pazarın tekelleri oluşmuş durumda. Son yıllarda en çok artan hastalıklardan biri de kanser. Erken fark edilip tedavi edilmezse ölüme kadar götüren bir hastalık üstelik. Özellikle kadınlarda görülen meme kanseri de bunlardan biri. Her 8 kadından birinin yakalanma riski bulunan bu hastalığın erken teşhisi çok önemli.
27 Kazım Pazar günü derneğimizin Sarıgazi temsilciliğinde meme kanseriyle ilgili bir seminer düzenlendi. Sağlık emekçisi arkadaşlarımızın hazırladığı sunumla işçi ve işçi eşleri kadınlar hep beraber bu seminere katıldık. Kanserin ne olduğunu, meme kanserinin nasıl yayıldığını ve kendi kendimize nasıl fark edebileceğimizi öğrendik. Kadın arkadaşlarımız deneyimlerini paylaştılar, kafalarına takılan soruları sordular. Hepimiz için çok faydalı olan bu seminer sonrasında emekçi kadınlarla sohbet ettik.
Kapitalizm bizleri önce hasta eden yaşam koşullarına mahkûm ediyor. Sonrasında da pahalı tedavi yöntemleriyle bir işçi ailesinin altından kalkmasının imkânsız olduğu bir pazarın içinde derdimize derman aramaya itiyor bizi. Bu pazarı elinde bulunduran patronlar sınıfı ise insanların canından çok ceplerine girecek parayı düşünüyor. Teknolojinin bu kadar ilerlediği, kök hücrelerden yeni organların yaratıldığı bir dönemde kanserin kesin çözümünün gerçekten bulunamadığına inanamıyor insan. Bu teknolojiyle bir çözüm yolu bulunmaması inandırıcı değil. İlaç tekelleri kâr etsin diye piyasaya uzun yıllar sonra çıkarılan tedavi yöntemleriyle bizleri oyalıyorlar. Biz işçiler şunu bilmeli ve unutmamalıyız: İnsanı esas hasta eden kapitalizmin ta kendisidir. İşçilerin, kanser denilen bu illetten de insanı kanser eden bu sistemden de kurtulması, örgütlenip kendi gücünün farkına varmasıyla olur ancak.