Son dönemde AKP hükümetinin organize bir şekilde yürüttüğü tutuklama terörüne karşı Ankara’da “Emek ve Demokrasi Güçleri” bir araya gelerek öfkelerini haykırdılar. 28 Mayıs 2009’da KESK yöneticileri ve üyelerine yönelik İzmir’de yapılan polis baskınlarında gözaltına alınan ve tutuklanan 31 KESK’li 6 ay tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 28 Kasımda yapılan karar duruşmasında beraat beklenirken 25 sendikacı hakkında 6’şar yıl 3’er ay hapis cezası verildi. Son dönemlerde KCK operasyonu adı altında da yüzlerce insan gözaltına alınıp tutuklandı. Yaşanan bu tutuklama saldırılarını protesto etmek için 3 Aralık Cumartesi günü birçok ilde eş zamanlı olarak yürüyüşler düzenlendi. Ankara’da saat 12.00’de Kolej Meydanı’nda toplanan kitle “Özel yetkili mahkemeler kapatılsın, TMY kaldırılsın, Gözaltı ve tutuklamalara son verilsin, Tutuklananlar serbest bırakılsın/ Emek ve Demokrasi Güçleri” pankartlarıyla Sakarya Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Eyleme BDP milletvekilleri, aydın ve sanatçılar, sendika ve meslek odalarının yanı sıra ilerici-devrimci kurumlar da katılarak destek verdi. Yürüyüş esnasında kitle “Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganları attı. Bizzat AKP hükümetinin direktifleriyle gerçekleştirilen tutuklama furyasına karşı tepkiler gür bir sesle dile getirildi ve “Artık yeter, edi bese”, “Gözaltı ve tutuklamalara son verilsin”, “Terörle Mücadele Yasası İptal Edilsin” dövizleri taşındı.
Sakarya Caddesi’nde toplanan kitle yerini aldıkta sonra basın açıklamasına geçildi. Basın açıklamasını DİSK Genel Başkanvekili Tayfun Görgün okudu. Görgün’ün yaptığı açıklamada; AKP demokrasisinin bir balondan ibaret olduğu, kendine muhalif olanların tutuklanarak cezalandırıldığı, milletvekilinden belediye başkanlarına kadar toplumun her kesiminin adeta Hitler Almanya’sını aratmayan bir zihniyetle susturulmaya çalışıldığı ve tüm bu eş zamanlı operasyonlarla tutuklanmalara emekçilerin sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı. Ayrıca “AKP’nin hukuk ilkelerini ayaklar altına alarak hareket ediyor olması, başta Kürt halkı olmak üzere demokratik kurum ve kuruluşlara karşı topyekûn faşist bir zihniyetle hareket edildiğinin göstergesidir” denildi. Kürt sorunun demokratik ve barışçıl zemini için çalışan insanların KCK’li iddiasıyla tutuklanma tehdidiyle karşı karşıya kaldığı, cezaevlerinin bu operasyonlar sonucu tıka basa doldurulduğu ifade edildi. Basın metni okunduğunda kitle sık sık sloganlarıyla eşlik etti.
Basın metninin okunmasından sonra eylem halaylarla sonlandırıldı.