26 Nisan 1986’da Çernobil nükleer santralinde bir patlama meydana gelmişti. Patlamayı kontrol altına almak için kaza mahalline birçok itfaiye, santral ve temizlik işçisi sevk edilmiş, patlama işçilerin özverili çalışmasıyla kontrol altına alınmıştı. Yüksek dozlu radyasyona maruz kalan bu işçilerin birçoğu yıllarca büyük acı veren hastalıklarla boğuşmak zorunda kaldılar. Onlar şimdi hem radyasyonla boğuşuyorlar, hem de patronlar sınıfının saldırılarıyla.
Çernobil işçileri hak gaspları için mücadele ediyorlar. 15 Kasımdan beri Emeklilik Fonu binası önünde çadır kurup açlık grevine başladılar. Maruz kaldıkları radyasyondan dolayı sağlıklarını kaybeden işçiler için mahkeme kararıyla emeklilik maaşlarının arttırılması yönünde bir karar alınmıştı. Fakat Kasım ayında yayınlanan başbakanlık genelgesiyle bu ek ödenekler geri alındı. Bu saldırılara karşı işçiler haklı talepleri için direnişe geçtiler. Polis saldırısında bir işçi katledildi. İşçilerin çadırlarına el koyuldu. Ama işçiler yılmadı. Direnişe devam ediyorlar.
Sermaye düzeninin gözünü kâr hırsı bürümüş. Onlar için işçinin canının bir önemi yok. Bu durum dünyanın her yerinde aynıdır. Biz işçilerin kurtuluşu örgütlenmekten geçmektedir. Ancak o zaman yapılan bu saldırılara dur diyebiliriz.