
Yıllardır gördükleri baskı ve zulüm yetmezmiş gibi, Kürt kardeşlerimiz Van depremiyle sözümona “doğal afetle” bir kez daha sarsıldılar. Onlarca evin beton yığınına dönüşmesi, yitip giden canlar acaba bir doğal afetin ürünü mü diye sorgulamadan edemiyor insan. Üstelik depremin üzerinden 24 saat geçmesine rağmen devletin müdahalesiz kalmasını duymak ayrı bir felaket. Bölgenin deprem kuşağında olduğu bilindiği halde gerekli denetimler yapılmadan, eksik malzemeyle inşa edilen binaların yıkılmış olmasının nedeni “doğal afet” olamaz.
Van’da açlıktan ve -20 dereceye varan soğuktan küçücük çocuklar ölüyor. Depremzedelere gönderilen yardımların ulaşmasına engel olunduğu gibi, Van halkı şovenist saldırıların da hedefi oldu. Yaptığı haberlerle milliyetçi saldırganlığın yükselmesine hizmet etmekten hiç çekinmeyen burjuva medya, Türk ve Kürt halkının arasına nefret tohumları ekiyor. Yıllardır dili yasaklanan, katledilen, işkencelerden geçirilen Kürt halkı, Van depremiyle bir kez daha insan yerine konmadığını gördü. Barınma ve yemek gibi en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz durumda olan depremzedeler, kendilerine gönderilen yardımlar depolarda çürümeye bırakılırken, açlık, sefalet içinde, her an çadırları yanarak ölme tehlikesiyle yüz yüze yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyorlar. Kürt halkına yönelik saldırıların ve milliyetçiliğin bir parçası olmayalım, kardeşliği yükseltelim.