
Ben araba parçaları üreten bir fabrikada işçi olarak çalışıyorum. Fabrikamızda arabaların motor parçalarının dökümü, kesimi ve kontrolü yapılıp yurt dışına gönderiliyor.
Fabrikada sendikalaşma süreci başladığında, ben henüz bu fabrikada çalışmıyordum. Ama UİD-DER İşçi Dayanışması bülteninden süreçle ilgili bilgileri alabiliyordum. Sonra, işe alındığımda, işçi arkadaşlarımdan süreçle ilgili bilgiler edinmeye başladım: Sendika çalışmasını yapan arkadaşlarımız DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş sendikasını fabrikaya getirmeye uğraşmışlar. Fakat patron durumu fark ederek işçi arkadaşlarımızı işten çıkarmış. Alelacele diğer işçileri Türk Metal sendikasına götürüp üye yapmış. Türk Metal sendikası fabrikaya girmiş. Patron-Türk Metal işbirliğiyle bölüm şeflerinden bir tanesi baştemsilciliğe atanmış. Her fabrikada olduğu gibi bizim de fabrikamızda sorunlar yaşanıyor. Sözde biz işçilerin temsilcisi olan baştemsilcimize gidip sorunumuzu anlatıyoruz, çözüm istiyoruz. O ise sorunumuzu çözeceği yerde bizi o sorunun olmadığına ikna etmeye çalışıyor.
Temsilci demek işçinin sözcüsü, haklarının savunucusu demektir. Ama bizim eski şefimiz, yeni temsilcimiz böyle yapmıyor. Daha geçenlerde, fabrikamızda bir iş kazası yaşandı. Bunun üzerine temsilci bir toplantı yaptı. İş kıyafetleri, iş ayakkabısı, iş gözlüğü gibi ekipmanlarını tam kullanmayan arkadaşların işten atılacağını ve nereye giderse gitsin hiçbir hak talebinde bulunamayacağını söyledi.
Elbette ki işçinin güvenliği için bu ekipmanları kullanması gerekir. Ama kazaları önlemek için işçilere bu ekipmanları sağlamak ve onları eğitmek de patronun sorumluluğudur. Kaza olunca sorumluluklarını hatırlayan patron, hata bizdeymiş gibi bize tehditler savuruyor. Üstelik bunu temsilci aracılığıyla yapıyor. Dostlar, sözde işçi temsilcimiz neye dayanarak bize bunları söylüyor? Tabii ki bizim örgütsüz oluşumuza ve onu temsilci yapan patronun bizden güçlü görünmesine dayanıyor. Patronun ve Türk Metal çetesinin işbirliğini bozacak olan biz işçileriz. Atalarımız “birlikten kuvvet doğar” demiş. Sonuç olarak şunu söylemeliyim ki, birlikte mücadele ettiğimiz zaman üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur.