Her ayın 15’inde çıkan UİD-DER İşçi Dayanışması bülteninin 45. sayısını aldım. Eve gittiğimde okumaya başladım ve bir ara eski günler aklıma geldi. Bir arkadaşımın vasıtasıyla UİD-DER’le tanıştığımda bültenin 1. sayısı yeni çıkmıştı. İlk zamanlar okumaya çekindiğim İşçi Dayanışması bültenini zamanla okumaya başladım. Daha önce okumaktan çekindiğim için kendime ve diğer UİD-DER’li arkadaşlarıma ne kadar büyük bir haksızlık yaptığımı anladım. İşçi Dayanışması bülteninde ilk kez yazdığım bir okur mektubu çıktığında inanamadım. Çünkü sıradan işçilerin yazdığı yazıların İşçi Dayanışması bülteninde çıkmasına ihtimal vermiyordum. Ama bir kez daha yanıldığımı gördüm. Yazdığım mektup İşçi Dayanışması bülteninde çıkmıştı. İlerleyen süreçle birlikte diğer birçok UİD-DER’li işçi kardeşimle birlikte İşçi Dayanışması bültenini işçilere ulaştırmayı, yani işçinin kaleminden işçiye ulaştırmayı kendimize bir görev bilerek devam ettik. Yeri geldi fabrikaların vardiya değişimlerinde, bazen işçi mahallelerinde kapı kapı dolaşarak, bazen de işçilerin işe gitmek için servis bekledikleri duraklarda İşçi Dayanışması bültenini dağıttık. Bugüne kadar birçok işkolundan işçiye ulaştırdığım İşçi Dayanışması işçilerin sesi ve kılavuzu oldu. Bugüne gelindiğinde ise bültenimiz mücadele silahına dönüştü. UİD-DER’li işçiler olarak sınıf kardeşlerimizin sesini duyurmak için İşçi Dayanışması bültenini birçok sınıf kardeşimize ulaştırmaya devam ederek çığlığa dönüştüreceğiz. Çünkü bir işe başlarken ben bu işi yaparım diye başladığında işin yarısını yapmışsın demektir.
YAŞASIN İŞÇİLERİN DAYANIŞMASI!