Maliye Bakanı Mehmet Şimşek meclisteki bütçe tartışmalarında şunları söyledi: “Asgari ücreti belirlerken bir yandan asgari ücretliye makul bir ücret, bir yandan rekabet gücünü göz önünde bulundurmak zorundayız. Bunu bulundurmayan ülkeler battı, Yunanistan’a dönmek istemiyorsak, başka ülkelere dönmek istemiyorsak bu dengeleri korumak durumundayız.” Yeni bir seneye girerken, milyonlarca işçinin kulağı, asgari ücrete yapılacak zamda. İşçiler zam beklerken Şimşek dengeleri korumanın telaşına düşmüş!
2011 yılında yasa değişiklikleri gündemden hiç düşmedi. İşçi haklarına saldırılar her geçen gün şiddetleniyor. Kıdem tazminatının fona devrinden esnek çalışmaya kadar tüm yasa tasarıları işverenlerin çıkarlarına hizmet ediyor. Bakanlar ve patronlar kafa kafaya vermiş, işçi sınıfının kazanılmış haklarına el koyma planları yapıyorlar. Hal böyleyken, Bakan, “dengeleri korumak durumundayız” diyor. Soruyorum; hangi dengeden bahsediyorlar? Ben bir işçiyim, asgari ücretle çalışıyorum. Bakmakla yükümlü olduğum bir ailem var. Oysa patronumun sermayesi benimki gibi on binlerce ailenin geçinmesine yeter de artar bile. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıyor ve düşünülen zam miktarı 19 Lira! Ama o kadar yüzsüzler ki bu zammı bile çok görüyorlar. Bizi mahkûm ettikleri asgari ücretle yaşamadıkları için bunun ne demek olduğunu bilmezler. Verdikleri üç kuruş zammı da cebimize girmeden vergilerle misliyle geri alırlar.
19 lira zam yap, patronların dengesini koru! Peki, işçilerin dengesi ne olacak? Asgari ücretle çalışan milyonlarca işçinin dengesi yerinde mi? Bakan, sırtını sermayeye dayamış, maşallah dengesi yerinde. Ama şunu unutmasın ki, işçiler bir gün o dengeyi altüst edecek.
Biz işçi sınıfıyız, gücümüzü örgütlü mücadelemizden alırız. Asgari ücreti patronların ve onların temsilcilerinin başına çalacak olan bizim sınıfımızdır. Başkasından medet ummayalım. Asgari ücretin sefalet ücreti olmasını istemiyorsak sınıfımızı bilelim, bize yapılan haksızlığı görelim, örgütlü mücadelede yerimizi alalım!