23 Ekimde Van’da meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından halk kendi imkânlarıyla yaptığı naylon çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kış soğuklarının iyice bastırması ile Van halkının ısınmak için kurdukları sobalar Azrailleri oldu. Geçtiğimiz günlerde bir yenisi eklenen çadır yangını da Şemsibey mahallesinde yaşandı. Sabri ve Leyla Zengin çiftinin çadırında sobadan çıkan kıvılcımlar yangın çıkmasına sebep oldu. Uykuda olan Sabri, Leyla, Ayhan, Selma ve Aynur Zengin’i komşuları yangının içinden yaralı olarak çıkarttı. Ancak ailenin 31 yaşındaki kızı Ceylan Zengin alevlerin içinde kalarak can verdi. Van depreminin ardından 6 kişinin yanarak can verdiği çadır yangınlarının ardı arkası kesilmeyecek gibi görünüyor.

Devletin vatandaşlarına karşı olan sorumluluğunu yerine getirmediğini gözler önüne seren bu depremde de, halk kendi yarasını kendi sarıyor. İnsanların birbirine olan yardımıyla, imkânlar dâhilinde sorunlar giderilmeye çalışılıyor. Devlet ise, eski-hasarlı konutların yıkılarak yenilerinin yapılması ve bunların bedelinin depremzedelere ödetilmesinin hesaplarını yapıyor. Buna göre bu evler banka kredisi kullandırılarak depremzedelere satılacak. Büyümede dünya ikincisi olan bir ülkenin yurttaşları nasıl olur da naylon çadırlarda diri diri can verir. Bu büyümenin kimler için olduğu apaçık ortada. Bizim paralarımızla en lüks şekilde yaşayan burjuvalar, devlet ise onların devlet. Bu devlet çadırda yanarak can veren çocukları umursamaz. Ancak biz örgütlenip birlikte mücadele edersek gerekli önlemleri aldırabiliriz.