
Merhaba dostlar, biz Kıraç’ta çeşitli sektörlerde çalışan stajyer öğrenci ve işçileriz. Derneğimiz UİD-DER’in kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı başlattığı imza kampanyası için Kıraç’ta da çeşitli caddelerde stantlar kurup imza topluyoruz. Bu kampanya aracılığıyla yüzlerce işçiyle diyaloga giriyoruz. UİD-DER’in bu faaliyetlerine katılan işçiler olarak duygu ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
1. : Ben endüstri-meslek lisesinde metal bölümü öğrencisiyim. Aynı zamanda bir metal fabrikasında stajyer olarak çalışmaktayım. UİD-DER’le tanışalı fazla olmadı. Şimdi UİD-DER’in bütün faaliyetlerine katılıyorum ve bu da beni mutlu ediyor. Bütün işçilerin de benim gibi UİD-DER’in faliyetlerine katılmasını istiyorum.
2. : Ben de endüstri-meslek lisesinde bilişim teknolojileri bölümünde okuyorum. Aynı zamanda Kıraç’ta bir metal fabrikasında stajyer olarak çalışan bir kadın işçiyim. UİD-DER’le ağabeyim sayesinde tanıştım. Burada işçilerin dayanışma içerisinde olması çok hoşuma gidiyor. UİD-DER’in düzenlediği seminerler işçiler için çok faydalı. Ben de geleceğin işçilerindenim. UİD-DER’in imza kampanyasına ilk defa katıldım. Bazı işçilerin imza atmamasını anlayamıyorum. Bu yasalar imza atmayan işçileri ilgilendirmiyor mu? Bir de “imza atsak ne olur ki” diyenler var. Hâlbuki bir imza neleri değiştirmez! İşçileri UİD-DER’de bilinçlenmeye çağırıyorum. UİD-DER’liyiz çok mutluyuz.
3. : Ben elektrik-elektronik malzemeleri üreten bir fabrikada çalışan bir kadın işçiyim. İmza kampanyası sayesinde çeşitli sektörlerde çalışan işçilerle karşılaşıyorum. “Kıdem tazminatı da ne” diye soran işçiler oluyor. Birçoğu da yasadan haberi olmadığını söylüyor. İlk defa bizden duyduklarını söylüyorlar. Patronlar biz işçileri gündemden habersiz ve duyarsız bir topluluk haline getiriyorlar. İnsanlar fabrikalarda hiç bilmedikleri kâğıtları okumadan korkmadan imzalıyorlar ama kendi haklarına gelince güvensiz ve korkak yaklaşıyorlar. Şunu da çok iyi biliyoruz ki korkunun ecele faydası yok. Çünkü bu yasa geçerse o zaman halimiz daha beter olacak. Bu kampanyayı bütün işçilerin desteklemesini istiyorum. Her işçinin bu çorbada tuzunun olması gerekir.
4. : Ben de UİD-DER’li bir deri işçisiyim. İmza toplarken birçok olayla karşılaşıyoruz. Kimisi bu işi para karşılığında yaptığımızı düşünüyor, kimi bizim dolandırıcı olabileceğimizi söylüyor, kimi evine davet edip “yemek hazırlayayım gençler” diyor, kimi ise pastanede çay ısmarlıyor. Ama neticede büyük bir çoğunluk bu hak gaspları karşısında imza atmaktan geri durmuyor. Aslında olumlu-olumsuz bu örnekler, bizi mücadeleye daha çok bağlıyor. İşçiler olarak kendi sorunlarımıza duyarlı olmalıyız. Eğer geleceğimizi çalanlara bir tepki göstermekten bile çekiniyorsak, o zaman geleceksiz yaşamanın da bir anlamı olmadığını bilmemiz gerekir. İşte bunun için tepkisiz kalmayalım. Bu tepki de kimi zaman bir imza, kimi zaman ise havaya kalkan bir yumruktur.
Bizler UİD-DER’li işçiler olarak inatla mücadele ediyoruz, patronlar sınıfının hak gasplarına boyun eğmeyeceğiz. Bunun için fabrikalarda ve mahallelerde örgütlenmeye çalışıyoruz. Arkadaşımızın da söylediği gibi UİD-DER’liyiz, gerçekten mutluyuz. YAŞASIN İŞÇİ DAYANIŞMASI!