Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Etkinliklerimiz > Kampanyalar > Kıdem Tazminatımızı Gaspettirmeyelim! > Ankara’nın Soğuğuna İnat Haykırdık: “Bir İmza da Siz Verin”

Ankara’nın Soğuğuna İnat Haykırdık: “Bir İmza da Siz Verin”

Ankara Üniversitesinden bir öğrenci

24.01.2012

Derneğimiz UİD-DER’in “Kıdem Tazminatının Gasp Edilmesine Hayır” diyerek başlattığı imza kampanyası Ankara’da da tüm hızıyla devam ediyor. Bu kez Dikimevi’ndeydik. İnsanlar burada daha farklıydılar. Ya “biz öğrenciyiz, bize ne” ya da “biz işçi değiliz, memuruz” diyenler vardı. Tabii dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık memurun da bir işçi olduğunu, öğrencinin ise gelecekteki bir işçi adayı olduğunu. Fark edip kampanyamıza destek verenler de oldu, “aman bana ne, ne olacaksa olsun, ne işiniz var bu soğukta dışarıdasınız, gidin evinize oturun” diyenler de.

Bir hikâye vardır bilir misiniz bilmiyorum ama ben anlatayım. Köy evlerinde ya da kasabalarda fareler çok olur. Evin hanımı ve beyi alışverişe giderler, bizim fare de çok acıkmıştır. Biraz peynir olsa da yesem der. Evin sahipleri eve gelirler, ellerindeki yiyecekleri masaya dizerler, tabii farenin ağzı sulanır, ancak en son poşetten çıkan kapanı görünce “kapan var” diye bağırmaya başlar. Koşa koşa arkadaşlarından yardım ister. Önce tavuğun yanına gidip durumu anlatır. Ancak tavuk “beni ilgilendirmez, seni öldürecekler beni değil, git başımdan” der. Fare umutsuz bir şekilde evin yolunu tutar ancak aklına inek gelir ve koşa koşa onun yanına gider. İneği gördüğü anda “kapan var, kapan var” diyerek yardım ister. Ancak inek de onu şaşırtır, yavaşça eğilip farenin kulağına “ben kocamanım, o kapana sığmam,

kidem kampanya - ankara (2).JPG [1]

gerisini sen düşün” der. Zavallı fare boynu bükük evin yolunu tutar ve yuvasından hiç çıkamaz korkusundan. Bir gün kapandan ses gelir, evin hanımı koşarak gider. Ancak kapanda zehirli bir yılanla karşılaşır. Yılan canının acısıyla kadına saldırır ve zehirler. Kocası hastaneye yetiştirmeye çalışır ancak geç kalmıştır, zehir yavaş yavaş vücuda yayılmıştır. Karısı günden güne erir gözlerinin önünde, adam son çare ne yapacağını mahalledeki yaşlı insanlara sorar. “Tavuk suyu içir iyi gelir” der. Adam gider tavuğu keser ve suyunu içirir, ancak hiçbir faydası olmaz, zehir vücudu iyice sarmıştır. Aradan biraz zaman geçer. Bir sabah kadın ölür. Bizim fare de bu olayları uzaktan izler. Adam, cenaze çok kalabalık olacak, nasıl yemek yetiştireceğim, her şey ona layık olmalı deyip ineği keser. Eee bizim fare de “ölecek olan bendim ama benden başka herkes öldü. Yardım istediğimde bana yardım etmiş olsalardı bugün hep birlikte mutlu bir şekilde yaşayacaktık” der. Ve aslında çok da doğru bir noktaya değinir.

Bugün bize “bu soğukta dışarıda ne işiniz var, boş verin” diyen işçi arkadaşlar sonra kafalarına çok vuracaklar. Bizim bir derdimiz var. Elimizde kalan son hakkımızı elimizden almaya (gasp etmeye), taşeronlaştırmayı, esnek çalışmayı yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Deneme süresini 4 aya çıkarıyorlar. Tüm bunlara boyun mu eğeceğiz? “Kıdem Tazminatının Gaspına Hayır” diyorsak eğer imza kampanyamıza destek verelim.

Kıdem Tazminatı Hakkımızın Gaspına Hayır!

  • Kıdem Tazminatımızı Gaspettirmeyelim! [2]

Kaynak URL: https://uidder.org/ankara%E2%80%99nin_soguguna_inat_haykirdik_%E2%80%9Cbir_imza_da_siz_verin%E2%80%9D.htm

Links
[1] https://uidder.org/file/kidem-kampanya-ankara-2jpg
[2] https://uidder.org/taxonomy/term/550